Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?

Emrah Cilasun

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? Sözleri ve Alıntıları

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? sözleri ve alıntılarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? kitap alıntılarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
TKP değil ama Fransızlar Ankara'nın oynadığı bu komünistlik oyununun farkındadır. Ankara'nın kurduğu sahte komünist partisi hakkında Fransız Levan ordusu başkomutanı'nın Paris'e yolladığı raporda şöyle denmiştir. "Türk milliyetçileri daha erken davrandılar ve Bakü kongresinden sonra Anadolu'ya sızmaya hazırlanan Mustafa Subhi türünden komünistler buna zaman bulamadan, Anadolu, şubeleri ve propaganda büroları şaşırtıcı bir hızla teşkilatlanmış kendi komünist Partisine sahip oldu... Oyun oynamıştı: Mustafa Subhi ve arkadaşları dışlanmıştı ve Ankara hükümeti tümüyle kendisine bağlı ve Moskova'dan bağımsız bir Komünist partisi oluşturmuştu... Ankara'da kurulan sözümona komünist partisinin gerçek amacı bu. Her yönüyle, savaş döneminde Talat Paşa'nın emriyle Türkiye'nin 1917'de Stockholm'de düzenlenen sosyalist enternasyonal kongresinde temsil edilmesi amacıyla kurulan meşhur sosyalist partiyi hatırlatıyor." Emrah Cilasun, Baki ilk selam, Versus, İstanbul, 2006, s. 168
Mustafa Kemal'in 31 Ekim 1920'de Ali Fuat Cebesoy'a gönderdiği telgraftaki TKP ve komünizm görüşleri: Komünistliğin memleketimizde değil, henüz Rusya'da bile tatbik kabiliyeti hakkında açık kanaatler hasıl olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber, dahilden ve hariçten muhtelif maksatlarla bu cereyanın memleketimiz dahilinde girmekte olduğu ve buna karşı makul tedbir alınmadığı taktirde milletin pek ziyade muhtaç olduğu birlik ve sükunu ihlal eden ahvalin ortaya çıkması da imkan dairesinde görülmüştü. En makul ve tabii tedbir olarak aklı başında arkadaşlardan, hükümetin malûmatı altında bir Türkiye Komünist Fırkası teşkil ettirmek olacağı düşünüldü. Bu taktirde memlekette bu fikirle alakalı bütün cereyanları muhasalaya icra etmek mümkün olabilir. Atatürk'ün bütün eserleri c. 10 s. 81
Reklam
TKP'nin Ermenistan meselesinde Mustafa Kemal ile aynı çizgiye gelmesinin sebebi Doğu Ergil'e göre: "Hem Mustafa Kemal hem de Mustafa Suphi, Türkiye açısından Ermenistan'ın Batılıların elinde bir çıkar aygıtı ve bölgesel sorun olarak kalmasını istemiyordu. Mustafa Kemal, Sovyet yönetimine yakın olan Mustafa Suphi aracılığıyla Ermeni sorununun Türk savına yakın bir çözümünü sağlamayı düşünmüş olabilir (Doğu Ergil milli mücadelenin sosyal tarihi) Mustafa Kemal'in 5 Temmuz 1920'de Kazım Karabekir'e yolladığı telgraf bu düşünceyi haklı çıkarıyor. "29 Haziran 1920 tarihli şifreli telgrafnamelerinde ismi geçen Mustafa Suphi Efendi Haris olmakla beraber, ahlaksız değildir. Sovyetler nezdinde mühim mevkii vardır. Kendinden istifade edilmek uygundur. Nazarı dikkati alilerine arz ederim (Atatürk'ün bütün eserleri c. 8 s. 398
Makul tedbir alınamadığı taktirde milletin pek ziyade muhtaç olduğu birlik ve sükunu ihlal eden ahvalin ortaya çıkması da imkan dairesinde görülmüş, en makul ve tabii tedbir, aklı başında arkadaşlardan, hükümetin malûmatı altında bir Türkiye Komünist Fırkası teşkil ettirmektir. - Mustafa Kemal Atatürk Atatürk'ün bütün eserleri C.10 s.81
suphi, sosyalizm ile tanışır ve geçmiş düşüncelerinden arınır
burjuvazyanın parlementarizm vasıtasıyla mağluğ edilmesinin bir ütopya olduğu tarih ile sabit oldu. burjuvazya ile uyuşup yaşayarak fakir halklara hayırlı hidmetlere çalışmak üstad-ı azam karl marks'a ihanetten başka bir şey değildir. mesleğine sadık marksistler teşkilatlarını burjuvazya ile her türlü temas ve muafakattan mücerred olarak ihtilalci esaslarda vücuda getirenlerdir. fakir işçi ve köylüler karargahlarını hakiki sosyalizm ile teçhiz ettikleri gün burjuvazyaya karşı ilan-ı harp etmiş olurlar. sosyalist teşkilatları ancak her an kapitale hücum edecek ve enternasyonal vak'aya zahir olabilecek vaziyette bulunmasıyladır ki, ihtilalci vasıtalarda kendilerini arz ve temsile kesb-i liyakat ederler.
Moskova, 20 Şubat 1921
Türkiye'deki Komintern militanları ya da Sovyet Rusya diplomatları, Çerkes Ethem ayaklanmasını ve Mustafa Suphi'yle yoldaşlarının akıbetlerini konu eden bir rapor kaleme alır: "... başta Suphi yoldaş olmak üzere, Merkez Komitesi'nin Erzurum'a gelmesi, hükümeti son derece korkuttu ve endişeye düşürdü. Hileci bir politika
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
TKP kafilesine linç ortamını hazırlayanlar, onları motora götürüp, ardından da Karadeniz'e sürenler, yörede evvelden beri ihtisas sahibi olan faillerdi. Zira, Suphiler'den 6 yıl önce aynı yöntem Ermeniler üzerinde tatbik edilmişti. "1915'de de Trabzon'da toplanan Ermenilerin bir kısmı takalara doldurulmuş, Samsun'a götürülme bahanesiyle yola çıkarılmış, arkalarından takalarla yetişen jandarmal tarafından deniz ortasında öldürülmüşlerdir (James Bryce, Arnold Toynbee, Osmanlı imparatorluğunda Ermenilere yönelik muamele, s. 520)
Sayfa 166Kitabı okudu
Maçka, 27 Ocak 1921
Öte yandan, Trabzonlu yerel komünistlerden ve sonradan Batum üzerinden gelip onlara katılan Komünist Gençler Birliği üyesinden oluşan bir grup, Trabzon'a geldiği taktirde heyetin başına gelecekleri tahmin ettiğinden, heyeti uyarmak için içlerinden birini acilen Maçka'ya gönderir. Ne var ki sonuç olumsuzdur. Türkiye Komünist Gençler Birliği üyesi Abdulkadir'in, 1 Ekim 1921'de partiye sunduğu rapor bunu şöyle ortaya koyuyor: "... derhal Maçka'ya arkadaşlarından bir tanesini gönderdik, herhalde Maçka'dan bir tarafa savuşturmalarını ve merkezde vaziyetin bu suretle harekatta bulunacaklarını haber verdik. Fakat gönderdiğimiz şahıs Maçka'da onlar ile bulunmuş ise de bir takım efrad-ı askeriye ile ihata edilmiş oldukları ve hiçbir kimse ile temasta bulundurulmadıkları için söylemeye muvaffak olamayarak geri avdet etti. (Dönüs belgeleri C.2, s. 160)
Sayfa 161Kitabı okudu
Erzurum'da Mustafa Suphi ve kafilesi için askeri ve mülki erkanlar tarafından emredilen ve Ocak 1921'de Hoca Raif Efendi'nin liderliğinde Erzurum'da yapılacak olan provokasyon gösterisinin aynısı, ne ilginçtir ki, bu olaydan 6 yıl önce Ermenilere karşı yapılmıştı. Nisan 1915'te, İstanbul'dan gönderilen İttihat ve Terakki'nin önde gelen yöneticilerinden Bahattin Şakir'in yaptığı plan doğrultusunda, Erzurumlu dini hocaların önderliğinde büyük bir miting düzenlenmiş ve ardından Erzurum, Ermeni nüfusundan arındırılmaya başlanmıştı. (James Bryce-Arnold Toynbee Osmanlı imparatorluğunda Ermenilere yönelik muamele s.450-457)
Sayfa 144Kitabı okudu
TKP merkez komitesine seçilen Mehmet Emin ile Teftiş Komisyonuna seçilen Süleyman Sami'nin Ankara ajanı olup olmadıkları şüphesi vardı. Mehmet Emin ve Süleyman Sami, Mustafa Suphi ile birlikte Anadolu'ya gelen kafilede yer alıyordu. Her ikisi de, Maçka'ya gelindiğinde hastalıklarını belirterek kafileden ayrılmışlar ve birçok kimsenin, bu şahısların Türkistan'da milli hizmetlerini telkin etmesi üzerine Kazım Karabekir tarafından salıverilmişlerdir. (Karabekir'in 2/3 Şubat 1921'de Ankara'ya gönderdiği telgraf için Yavuz Aslan s.328)
Reklam
1920 öncesi Kars'ın durumu: 93 harbi diye bilinen Osmanlı Rus savaşının ardından imzalanan Berlin Antlaşması uyarınca, Osmanlı ordusunun Erzurum'a çekilmesiyle birlikte Kars, 1878'de 30 Ekim 1920'ye kadar -sadece kısa bir dönem hariç- Rusya topraklarında kalmıştır. Bu süre zarfında Kars'ın sosyo-politik,
Sayfa 114Kitabı okudu
Lenin'e göre Türkiye'nin 28 Eylül 1920 yılında Ermenistan'a başlattığı taarruzun hedefi Sovyet Rusya'ydı. "Türk saldırısı bize karşı hesaplanmıştı. İtilaf bize bir kuyu kazmıştı. Ancak kendi kazdığı kuyuya kendisi düştü, çünkü biz bir Sovyet Ermenistan'ı kazandık. Türkiye'de yönetim bizi itilafa satmaya hazır, kadetlerin, oktobristlerin, milliyetçilerin elinde" (Lenin, Gesamelte Werke, C.42 S. 249'dan aktaran Stefanos Yerasimos, Türk-Sovyet ilişkileri, Gözlem yayınları s.205)
Bakü kurultayında Zinovyev'in 1 Eylül 1920'de yaptığı konuşmadan: Şarkta başlayan büyük inkılabın manası, İngiliz emperyalistlerinin de ayaklarını masanın üstünden çekmelerini dilemek ve ondan sonra Türkiye zenginlerinin kendi ayaklarını masa üstüne canları istediği gibi koymalarını rica etmek değildir Yavuz Aslan: Şark şurası Şark ili mecmuası s. 155-156
Geri14
73 öğeden 61 ile 73 arasındakiler gösteriliyor.