“Benim gözümde bilmediğini açıkça söyleyen insan, bilmediğini biliyormuş gibi görünen ve her şeyi ağzına yüzüne bulaştıran ikiyüzlüden daha değerlidir.”
''...kendisinde istidat bulunan kimse ruhen herkesten temiz olmalıdır. Başkalarının bütün kusurlarına göz yumulduğu halde bunun kusurlarına yumulmaz. Şık bir bayramlık elbise ile sokağa çıkan adamın elbisesi, yoldan geçen bir arabanın tekerleğinden sıçrayan bir çamurla kirlendiği zaman herkes parmakla o adamı gösterir; onun kirliliğinden bahseder. Halbuki aynı insanlar gündelik elbiselerini giymiş kimselerin üzerindeki lekelerin farkında bile olmazlar. Çünkü gündelik elbiselerin üstündeki lekeler görünmez.''
Sayfa 105 - Toplumsal Dönüşüm YayınlarıKitabı okudu
Acının böylesi insanı en korkunç kötülükleri yapabilecek biri haline getiriyordu. İçinde yakaladığı, böyle bir acıydı işte. Korkunç
bir kıskançlık duyuyordu, neredeyse kudurtan bir kıskançlık.
Gözlerinden bir perde kalkmıştı! Aman Tanrım! Gençliğinin en güzel yıllarını acımasızca boğup yok etmiş, yaratıcılık ateşini kendi elleriyle söndürmüştü.
Hak ederek değil, hırsızlama elde edilmiş ün, sahibine mutluluk vermez; onu ancak hak edenlerin, ona layık olanların yüreğini heyecanla, sevinçle titretir.
Peki o tuhaf, insanı huzursuz eden duygu nereden kaynaklanıyor? Doğayı böylesine milimi milimine tuvale aktarmak mı yanlış olan yoksa? İnsana rahatsızlık veren eksiklik, doğaya fazla sadık olmaktan mı kaynaklanıyor?