CEVİRMENİN ÖNSÖZÜNDEN
Kitabın ilk öyküsü "Çiviler" inançlı bir babanın, affe dilmesi güç bir günah işlemiş ruh hastası oğlunun karanlık dünyasını keşfedişini ve karısıyla birlikte yeni bir başlangıç arayışına girişmelerini konu alıyor. 'Taşlar"da karıştığı bir skandal nedeniyle istifanın eşiğine gelmiş Nagazakili bir se natörle, cinsel dürtülerini dizginleyemeyen, zihinsel engelli çocukluk arkadaşı Shü'nun buruk karşılaşmalarına tanık oluyoruz. "Böcekler" adlı bir diğer öyküde ise küçük bir bebekken atom bombasına maruz kaldığından vücudunda keloid denen yanık izleri bulunan Michiyo adlı kadının gü zel, sağlıklı ve iyi huylu arkadaşı Reiko'ya yönelik dinmek bilmeyen kıskançlık, kin ve öfkesini konu alıyor. "Nektar lar"da hem atom bombasının hem de Hristiyan mazlumların anısına yabancılaşmış, zengin, uçarı ve "varolmanın dayanıl maz hafifliği"ni yaşayan bir ev kadını olan Mihoko'nun lise çağındaki bir tamirci çırağıyla kocasını aldatmasına kadar olan süreç anlatılıyor. "İstiridyeler" küçük kızının hastalanıp ölmesinden aşırı derecede etkilenerek ruhsal dengesini yitiren anlatıcının, bir çöpçüyle tanışması vesilesiyle kendi bireysel ızdıraplarının, Nagazaki'nin iki tarihsel travmasıyla yakından ilişkisini kavrama serüvenini işliyor. Son öykü "Kuşlar"da ise, henüz yeni doğmuş bir bebekken atom bombası tarafın dan kimliği çalınmış yetim bir adamın gerçek kimliğini hiç ummadığı bir şekilde yeniden buluşunu okuyoruz.
****
Bu öyküleri okurken her biri adeta birer roman gibi gelecektir. Naçizane okumanızı öneririm.