Bütün gece uyanık kalıp gözlerinizde yaş kalmayana kadar ağladıysanız sonunda bir tür sakinliğin üzerinize çöktüğünü bilirsiniz. Sanki yeniden hiçbir şey olmayacakmış gibi hissedersiniz.
Çok geçmeden kendilerini, bu dünyadakinden çok daha yüksek dağlara doğru yürürken -ne kadar büyük ve canlı bir yürüyüş yoluydu o- buldular. Fakat o dağlarda kar yoktu: Ormanlar, yeşil yamaçlar, nefis bahçeler ve birbiri üstüne sonsuz bir şekilde devam eden gürül gürül çağlayanlar vardı. Üzerinde yürüdükleri, her iki yanında çok derin vadilerin uzandığı arazi gittikçe daralıyor , vadinin karşısındaki kara parçası gittikçe yaklaşıyordu; burası İngiltere'ydi.
Sayfa 495 - Birinci Basım: Ocak 2003 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Gökyüzünün karanlık bölümü, yıldızların kalmadığı bölümdü. Tüm yıldızlar düşüyordu: Aslan onları eve çağırmıştı.
Yıldız yağmuru sona ermeden önceki birkaç saniye çok heyecan vericiydi. Yıldızlar etraflarına düşmeye başlamıştı. O dünyadaki yıldızlar bizim dünyamızdaki gibi büyük ateşten toplar değildir. Onlar insandır (Edmund ve Lucy bir zamanlar onlardan biriyle tanışmıştı). Alevden gümüş saçları, akkor mızraklarıyla bir yağmur gibi üstlerine yağıyordu bu insanlar; pırıl pırıl parıldayan yıldızlar kapkara gökyüzünden meteorlardan bile daha büyük bir hızla düşüyorlardı. Yere inip otları yakarken ıslığa benzer bir ses çıkarıyorlardı. Tüm bu yıldızlar kayarak yanlarından geçiyor, arkalarında, sağ tarafa yakın bir yere iniyorlardı.
Yıldızların yakına inmesi büyük bir avantajdı, aksi takdirde gökyüzünde yıldız kalmadığından her şey tamamıyla karanlıkta kalacak ve hiçbir şey göremeyeceklerdi. Oysa şimdi arkalarındaki yıldız kalabalığı şiddetli ve beyaz bir ışık yayıyordu. Önlerinde uzanan Narnia ormanlarının millerce ilerisi projektörle aydınlatılmış gibiydi.
Sayfa 484 - Birinci Basım: Ocak 2003 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sonra kitaba bakmak için masanın yanındaki sıraya tırmandı. Şunlar yazılıydı:
YEŞİLBAŞ ÖRDEK. Bu lezzetli kuş değişik yöntemlerle pişirilebilir.
"Bir yemek kitabı" diye düşündü Jill ve omzunun üstünden geriye baktı. Devin gözleri kapalıydı, ama uyuyormuş gibi görünmüyordu. Jill tekrar kitaba baktı. Harf sırasına göre düzenlenmişti. Diğer tariflere bakınca kalbi duracakmış gibi oldu; şöyle yazılıydı:
İNSAN. Bu zarif iki ayaklı hayvan uzun süreden beri lezzetli bir yiyecek olarak değerlendirilir.
Sonbahar Şenlikleri yemeklerinin geleneksel bir parçasını oluşturur, balık ve et arasında servis yapılır. Her insan...
Sayfa 397 - Birinci Basım: Ocak 2003 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları