En Eski Nasrettin Hoca Hikâyeleri kitaplarını, en eski Nasrettin Hoca Hikâyeleri sözleri ve alıntılarını, en eski Nasrettin Hoca Hikâyeleri yazarlarını, en eski Nasrettin Hoca Hikâyeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabımız tek kelimeyle çok güzeldi. Kısacık hemen okunacak bir kitap ve çok eğlenerek okuduğum bir kitap oldu. İlk basım 1949 yılında yapılmış güzel bir eser
Nasrettin Hoca bir gün rüyasında şeytanı görmüş.
Görür görmez de sakalına yapışmış ve var gücüyle çekiştirmeye başlamış.
Şeytan acıdan feryat figan bağırmış, Hoca ise,
"Bu hissettiğin acı, doğru yoldan çıkardığın ölümlülere
çektirdiğin acının yanında hiç bir şey" demiş.
Daha da kuvvetli çekmeye başlamış.
Sakalı öyle bir çekmiş ki can acısından bağırarak uyanmış.
Ancak o zaman, elinde tutmakta olduğu sakalın kendi sakalı olduğunu anlamış.
Derler ki: -"Düğün var falanca yerde.
Kazanlar dolusu pilavla zerde!
Galiba şimdi de yemek zamanı..."
Görmeyin Hoca?daki heyecanı.
Bir anda zihni allak bullak olur.
Ne yapsa da gitse düğün evine?
Düşünür taşınır, çareyi bulur.
Çabucacık bir zarf alır eline;
Alı al moru mor, kapıya damlar.
Açıp ne istediğini sorarlar.
-"Bir mektubu var da ev sahibinin;
Onu getirmiştim..." -"Eh! Buyrun, girin."
Sırtında samur bir kürk, görünür ev sahibi.
Hoca zarfı eline tutuşturduğu gibi
Geçer kurulur sofranın başına;
Çala kaşık dalar düğün aşına.
Adam bakar bakar zarfın üstüne;
Sonra Hoca'ya der ki: -"Yahu, bu ne?
Üzeri yazılı değil bu zarfın."
Hoca içine gömülüp hoşafın:
-"Aceleye geldi, der, af buyurun;
İçi de yazılı değildir onun."
"... Dostum Şevket Rado bana Nasrettin Hoca'ya ait fıkraları da
manzum olarak yazmamın iyi bir şey olacağını söylemişti. (...)
Bu fıkraları bulabilmek için birkaç kitap karıştırdıktan sonra gördüm ki
ünü yabancı ülkelere kadar yayılmış olan bu milli kahramanın hikayeleri
daha hala Türkçe olarak yazılmamış.
Güzel bir üsluptan geçtim, okuduğum kitaplarda, doğru dürüst
bir Türkçe bile yoktu. Bunun üzerine de, bu fıkraları okunabilir bir dille
yazmanın, küçümsenmeyecek bir iş olduğuna inandım.
Yazdığım Nasrettin Hoca fıkralarının, bugüne kadar yazılanların
en iyisi olduğunu söylersem pek de böbürlenmiş sayılmam."
Hocaya sormuşlar:
"Hocam, hekimlikten anlar mısın?"
Hoca:
"Anlarım..." demiş ve şöyle özetlemiş:
"Ayaklarını sıcak tut, başını serin.Kendine bir iş bul, düşünme derin."