MAHALLİ BASIN: SAMİMİ, MÜTEVAZI, DERTLİ Mahalli matbu basın, ulusal basının hemen yanında, çoğu kez onun destekçisi ve ortağı olarak yaşadı. Sadece orta ve büyük ölçekli şehirlerde değil, küçük ilçelerde bile matbu basına mensup gazeteler çıktı. Çoğu da, bir ailenin fedakârlıklarıyla. Mahalli basın, çoğu kez matbu olarak sönse de, bugün internette yaşamayı sürdürüyor. Mecra her ne kadar online olsa da içerik yine mahalli. Nihayet’in bu sayısı basının mahalli yakasındaki emekçilerine bir selam, bir vefa sayısı niteliğinde. Dosya, Kübra Kuruali Yaşar’ın Kastamonu Gazetesi’nin yazı işleri müdürü Cemil Özer’le yaptığı söyleşi ile açılıyor. Ardından Karaman’da bir şehir dergisi olarak okurla buluşan İmaret’in editörlerinden Burhan Yemiş’in yazısı yer alıyor. Yemiş, küçük bir kentte yayıncılık yapmanın zorluklarına rağmen kazandırdıklarını anlatıyor. Ömer Yalçınova ise Kahramanmaraş’ın “yedi güzel adam”ı üzerinden edebiyat ve yerel basın ilişkisini kaleme alıyor. Erzurum üzerine efemera toplayan ve bu konuda nice çalışmaya öncülük eden Alparslan Kotan da kendi macerası üzerinden Erzurumiyatçılığı masaya yatırıyor. Aleyna Ayan’ın yaptığı söyleşide Prof. Dr. Süleyman İrvan da yerel gazeteciliğin problemlerini akademik bir gözle yorumlayıp, aktarıyor. Bu ay Nihayet’in okurlarına bir de sürprizi var. Derginin bulunduğu mahallenin yerel haberlerine odaklanarak hazırlanan Merkezefendi Postası gazetesi ek olarak okura sunuluyor. Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor. Mustafa Özel, “Annesiz (Evsiz) Toplumun Şiiri” başlıklı yazısıyla Üstad Sezai Karakoç’a ve onun yaşamına odaklanıyor. Kübra Kuruali Yaşar ve Merve Akbaş da Diriliş Partisi’nin eski yöneticilerinden, Karakoç’un yakınında bulunan Çağlayan Ömerustaoğlu ile bir söyleşi gerçekleştiriyor. Söyleşide Ömerustaoğlu, Karakoç’u işaret ederek “Okyanus hâlâ orada, herkes kovası kadar alabilir!” diyor. Cihan Aktaş, yeni kitabı Ketebe Yayınları’ndan okurla buluşan Suat Köçer’in ilk romanı üzerine eğiliyor. Zeynep Özel, yılın en uzun gecesi olan şeb-i yeldayı ve İran kültürüne yansımalarını aktarıyor. Hüsna Baka, Türkiye’nin mantarları, mantar toplayıcılığı ve bitki âlemi üzerine yazıyor. Mustafa Uçurum Alman şiirinin en önemli isimlerinden Rainer Maria Rilke’nin eserlerini incelerken, Ahmet Fatih Andı ses getiren ABD yapımı Homeland dizisini masaya yatırıyor. “Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga, Suut Kemal Yetkin’in hatırlarının üçüncü bölümünü okura sunuyor. Bu bölümde Yetkin’in Sanat ve Edebiyat gazetesi etrafındaki ilişkilerine odaklanıyor. Son sergisi “Zuhur” hakkında yapılan söyleşide Saime Rikkat Çelebi Pesen sanat anlayışını anlatırken, Şeyma Samur eğrisi ve doğrusuyla modern tıbbın sunduğu sağlık algısı üzerinde duruyor. Ayrıca, Mustafa Olgun, “Rastlaşmalar” başlığı altında Somali’yi fotoğraflı izlenimlerle sunuyor.

Dergi:

Nihayet Dergi

Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 57 dk.Sayfa Sayısı: 104Basım Tarihi: 9 Aralık 2021Yayınevi: Nihayet Dergisi

ISBN: 9772149036004Ülke: TürkiyeDil: Türkçe

Türler:

Benzer Kitaplar

Tümünü Gör

Reklam

Kitap İstatistikleri

144gösterim

Yazar Hakkında

Nihayet DergiYazar · 85 kitap

Yaşadığımız hayatın kaydını tutmakta zorlanıyoruz. Çünkü nasıl yaşadığımızın farkına varmadan yaşıyoruz. Yaşadıklarımızdan, tanıklıklarımızdan çok şikâyet ediyor, hep sızlanıyoruz. Değişik mecralardan her gün onlarca hayat hikâyesine maruz kalırken bir yerlerde birilerinin asli olanı yaşamaya devam ettiğini hayal ediyoruz. Bazen hayal bile edemeden bütün güzel iyi şeylerin geçmişte olduğunu varsayarak “Nerede o eski günler!” diyoruz. Tarihe acılarından arındırılmış bir geçmişin bağrına varır gibi varmak istiyoruz. Oysa yaşadığımız günler yarınlar için tarih aynı zamanda. Bu günü idrak etmek, yarın üzerine basılacak yol izi oluşturmak üzere NİHAYET dedik, çıktık yola. Nihayet, NİHAYET dergide gündelik hayatı konuşacağız. Nihayet herkesin birkaç dakikalığına ünlü olduğu bir zamanda, gözümüzün önünde duran, ama ekrana bakmaktan yorgun düşmüş gözlerimizin fark edemez olduğu güzel hayatları göreceğiz. NİHAYET’in mutfağında Fatma Barbarosoğlu ve Nazife Şişman var. Onların hayat tecrübesi, genç bir ekibin enerjisi ile buluşuyor. NİHAYET, 2000’li yılların Türkiye’sinin kaydını tutmak üzere yola çıkıyor.