Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Nilgün Gönderileri

En Eski Nilgün kitaplarını, en eski Nilgün sözleri ve alıntılarını, en eski Nilgün yazarlarını, en eski Nilgün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1032 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yine lise yillarindayken okumuş olmama rağmen hala tadını unutmadığım bir kitap. Üç cilt oldukça kalın bir kitap. Biraz da dili durgun olunca bin sayfayı okuması biraz zaman alıyor. Refik Halit Karay normalde akıcı bir anlatıma sahiptir. Yoğun tasvirler ve tüm dünyanın egzotizmini anlatmak kolay olmasa gerek. Içerik bilgisi: Kitabın konusu, anlatıcının Nilgün'e anlaticinin aski. Nilgün ise hem okuyucu hem de peşindeki aşkı için tam bir çözülmesi gereken bilmecedir. İstanbul'dan Mısıra doğru giden bir gemide başlayıp bütün Afrika, Hindistan, tropik adalar ve en son batı afrikada sona eriyor. Öyle böyle bir aşk hikayesi olarak görmeyin. Türk prensesi, Mapa melikesi ve akdeniz kıyılarında lüks bir şarkıcı ve gercek kimligi asla çözülemeyen bir kadın ile peşinde tüm dünyayı dolasan bir divane. Dünyayı bu kitapla gezersiniz. Sarayları ve bahçeleri görmüş gibi öğrenirsiniz. Gittiğiniz tüm yerlerdeki halkın ve yöneticilerin yaşantısına şahit olursunuz. Dünya coğrafyası nakış nakış aklınıza işleniyor. Tasviri çok hikayesi az, yine de okumak için bir dürtü oluyor içinizde. Tasvir sevenlerin kesin okuması lazım. Son olarak kitapta tanıdığınız tüm karakterler yerine oturmuş sanki içimizden birileri sanki. Fettan Nilgün binlerce kılıkla bizi de kendisine hayran bırakıyor. Okuyunuz, sabredebilirseniz çok faydasını görürsünüz.
Nilgün
NilgünRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 2004139 okunma
Bir tek ruh vardır, kâniata hâkim olan ruh. Bu ruh Rabb'in ruhudur; dünya Aşk'tır. Feza, hava, okyanus, dünya, hayvanlar, nebatlar, yıldızlar, rayihalar, hepsi de o şekilleri alan Aşk'tan başka nedir ki?...
Sayfa 405 - İnkılâpKitabı okudu
Reklam
- " (…) Vapurun öteki yolcuları hâlâ ekvatorun sıcaktan erimeye yüz tutmuş çinkoyu andıran harlı, sevimsiz ışığı altındadırlar; zira onlar Nilgün'ün gözleriyle aydınlanmış leylak mavisi, hem parlak, hem dinlendirici alemden uzaktadırlar.... İlk defadır ki, benden beklenilmeyen ince bir feragat ve tevazu hissine kapıldım: "Yüzüme bakma Nil! Gözlerini kapa! Senin tarafından sevilmemden utanıyorum. Öyle bir muhabbete layık değilim..."
1032 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Sedat Simavi, Refik Halid Karay’dan Hürriyet’te yayımlamak üzere bir roman ister.Tam da konu ararken, Refik Halid Karay eski bir ahbabı olan M.O.Aykut’a rastlar.M.O.Aykut, Hindistan’a yaptığı gemi yolculuğunda Osmanlı hanedanından bir prensesle tanıştığından bahseder.Prenses evleneceği kişiyi bulmak için çıkmıştır bu yolculuğa. Refik Halid Karay da bu olaydan esinlenerek yazar Türk Prensesi Nilgün’ü. Ismarlama olarak yazılan Türk Prensesi Nilgün okurlar tarafından çok beğenilir. Okurların isteği üzerine Mapa Melikesi Nilgün’ü yazar Refik Halid Karay. Nilgün’ün Sonu ile de bitirir bu macerayı. Refik Halid Karay, Nilgün’ün ilham kaynağını olan prensesin V.Murad’ın torunu olan Selma Sultan olduğunu, son kitabın yayımlanmasından iki yıl sonra açıklar. Muhteşem bir aşk hikâyesi okurken, yurt dışına çıkmak zorunda bırakılan Osmanlı Hanedanı mensuplarının durumları, adları kullanılarak yapılan sahtekarlıklara da tanık oluruz. Sürgünlüğünün ve muhalifliğinin izlerini çok belirgin olarak gördüğümüz Nilgün’de sürgün olan kadın karakterdir.Yezidin Kızı, Çete romanlarında olduğu gibi. Belki de kendi sürgün ruhunun yansımasıdır tüm bu kadın karakterler. 1029 sayfa nasıl bitti anlayamadım.Bugünün Saraylısı’nın yanına en sevdiğim Refik Halid Karay kitabı olarak ekledim Nigün’ü.
Nilgün
NilgünRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 2004139 okunma
“Adi bulduğum için tüylerimi ürperten ‘Canım! Şekerim! Yavrum!’ gibi kelimeler meğerse ne güzelmiş! Aşk kibarlığa tahammül etmez. Aç ve susuz kalmış bir adamın içtimai mevkii, terbiyesi kalır mı? Aşk acısı insanları müsavi kılar.”
“Saat? Her gün önünde yüzlerce defa eğildiğimiz, işaretini beklediğimiz, emrini dinlediğimiz, hayatın akışını kumandasına uydurduğumuz o put... Allah’ı, ölüm kadar şakaya gelmez korkuyu, neleri, her şeyi unuttuğumuz olur; saati unutamayız. Saate bakmak bu dünyanın bir çeşit namazıdır, ibadetidir.”
Reklam
“Hayatımız çeşit çeşit mermerler önünde ve üzerinde geçmez miydi? Mermerler ortasında güler, ağlardık; din duygumuz camilerin mermerle bezenmiş çevrelerinde gelişirdi. Ruhlarımız mermer sütunlu mabetlerde, vücutlarımız mermer serili hamamlarda temizlenir, sanat zevkimiz mermer oymalara baka baka yeşerir, aklımız ahret ve ölüm fikrine mermerden mezar taşlarıyla alışırdı. Ve sonunda tabutumuz bir mermer parçası üstünde duraklar ve çok defa madde kısmımız bir mermer altında topraklaşır; herkes gider, başımızın ucunda mermer kalır, mermer beklerdi.... ....Bana öyle gelir ki ölüler mermerlerin aklaştırıp temizleyici tesiri altında önce eriyerek kendilerini yavaş yavaş servi köklerine emdirirler; buradan ağır ağır, için için yüksek dallara doğru yol alırlar; yol aldıkça ahret havasına ve rahiyasına alışırlar ve nihayet tepeye ulaşıp nurlaştıktan sonra bir yarım ay ışığında fosforlarını parıldatmadan, ölüm ağaçlarının fısıltılarıyla usulcacık uğurlanarak dönülmez yolculuklarına başlarlar. Artık ruh olmuşlardır. Sanırım, mermerle servi ortasında -son metamorfozumuzu tamamlayan- gizli ve kısa bir hayatımız daha vardır.“
Sayfa 474Kitabı okudu
Birbirini sevenlerin yan yana yürümeleri basit bir yürüyüş olmaktan çıkar; musikisi içinde işitilen bir baleye benzer; kendimden geçerim.
Sayfa 867 - ÖmerKitabı okudu
1032 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Uzak diyarlarda hiç bilmediği bir ülkede yaşanan olay üzerinden aktarılan Egzotik Roman türüne çok muhteşem bir örnek kitaptır. Yazar başka ülkelerde sanki yaşıyormuşcasına muazzam bir duyguya sokuyor sizi.
Nilgün
NilgünRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 2004139 okunma
Reklam
''Ben seni sevmesem de sen beni sevebilecek misin?'' ''Sevilmediğime emin olarak sevmekte değil miyim?''
Sayfa 191 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
513 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.