Çok uzun zaman önce benzer bir konuda yazılmış bir eser okumuştum. Tabi onlar daha kısa ve birkaç konuya değiniyordu ama şöyle söyleyeyim ki 500 sayfalık bir tarih kitabı okuyorsam ve bu kitap önemli bir konu anlatıyorsa benim beklentim çok fazla yükselir. Her yeni kitap adeta bir öncekini unutturmalı ve damağımda hep o tadı bulmanın gerekliliğini
"Daha birkaç yıl öncesinde Çanakkale'de bir karış toprağı düşmana teslim etmemek için can veren 100000'den fazla şehidin kanı kurumamışken ve Sarıkamış dağlarında donarak ölen 80000 Mehmetçiğin acısı yürekleri dağmalamaya devam ederken İstanbul'da milleti temsil etme iddiasındakilerin Amerika'ya yaranmak için Ermenistan'a toprak vermekten söz etmelerini ancak 'alçaklık' ve 'onursuzluk' olarak adlandırmak mümkündür."
"Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyet'ini, sonsuza dek korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve bağımsızlığının biricik temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir."
“Yok edilmek üzere olan bir ulusu, yedi düvele karşı verilen bir mücadeleyle kurtaracaksın. Üstelik, hiç kimsenin böyle bir mücadelenin başarısına inanmadığı bir ortamda bunu gerçekleştireceksin; üç kıtadan kovulan Türklerin son sığınağı Anadolu’yu emperyalistlerin pençelerinden alacaksın; ulusun başı dik, namuslu ve onurlu yaşamasını sağlayacaksın ve bir gün gelecek, bu imkânsız zaferi kazanırken alamadığın yerler için birileri çıkıp hiç utanmadan, hiç çekinmeden seni eleştirecek; Anadolu’nun Türklere ait olduğunu dünyaya kabul ettiren Lozan Antlaşması’na “Lozan hezimettir!” diyecek...
Tek kelimeyle vicdansızlık...”