Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gerçeğin Zamanı Tarihi Tanıklık

Öcalan'ın Teslimi

Savas Kalenteridēs

Öcalan'ın Teslimi Sözleri ve Alıntıları

Öcalan'ın Teslimi sözleri ve alıntılarını, Öcalan'ın Teslimi kitap alıntılarını, Öcalan'ın Teslimi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Duruma göre Kürtler, Pers, Arap ve Osmanlı-Türk egemenliği altına yaşamışlardır.
Kürtlerin Dengbej geleneği
20.yüzyıl, onlara kendi devletlerini kurmalarına müsaade etmedi (ki, hiçbir zaman uygulanmayan Sevr Antlaşmasında böyle bir öngörü vardı), ama ulusal uyanışlarının yüzyılı da oldu. 20. yüzyılın başlarında, tarih, şiir ve edebiyat kitapları basıl­maya başladı. Bu gelişme derece derece Kürt Edebiyatı’m da oluşturdu. Teknolojik gelişmeler Kürt geleneksel müziğinin gelişmesini sağladı. Ve devletlerin koydukları sınırları aşarak bütün Kürdistan’da ağızdan ağıza söylendi. Bu tarihsel müzi­ğin yolları, Kürdistan’ın yayla ve dağlarına oyulmuştu. Bit­mek tükenmek bilmeyen bu zengin müziğin kaynağı, çok çekmiş bir halkın ulusal zenginliğini de oluşturuyordu. Ulusal merkezin yokluğuna rağmen Kürtler, müzikleri ve edebiyatla­rı ile 20. yüzyıl başlarında, yavaş yavaş birleşik ulusal ve kül­türel kimlik konusundaki bilinçlerini oluşturmaya başladılar.
Reklam
IKDP
PKK, aslında 1983’te Güney Kürdistan’da IKDP ile yaptığı ittifak sonrası, 1984 yazında Türkiye’ye yönelik geliştirdiği silahlı eylemleriyle büyüdü ve yola devam ederek, bugünlere geldi. Bu sürecin de irdelenme­si gerekiyor. Sözünü ettiğimiz bu ittifak, daha sonra IKDP ta­rafından tek yanlı ortadan kaldırılmış ve kamuoyuna bazı açıklamalar da yapılmıştı.
Kaynak Kalenderidisin kıçı tabii ki :)
Kürtlerin bir kesimi Medler’i kendi ataları olarak kabul etmektedirler. Perslerin egemenliği sürecinde, Ahemenidon Hanedanlığı (MS. 700) döneminde Kürtler, İmparatorluğun askeri güçleri içinde kadrolaşıp, Zerdüşt tapınaklarını koruma görevini almışlardı.
Telefonun ahizesini alıyorum, mikrofonu ise, yine herkes duysun diye açık, Diakofotakis ve Kostulas dinliyorlar. Ayrıca, o anda koridorda bulunan avukat Failos Kranidiyo- tis de konuşulanları duyuyor; “Sava, beni dinle, benim Cova- ras. Üç bakan ve başkan buradalar. Üç bakan sana bağlı, anlıyor musun? Hemen git ve onu şiddet kullanarak dışarı at". Hattın diğer ucundan bazı kişilerin sesleri de geliyordu. Örneğin, Alekas Papadopulos ile Teodoros Pangalos’un seslerini seçebiliyordum. Ama, kesin yemin edememekle birlikte, bakanlardan biri diyordu ki; “At onu dışarıya, vahşi ormana, aslanlar yesinler”. Ayrıca, küfürler de savuruyorlardı. Bunlar kaldırım küfürleriydi, bahsetmemeyi tercih ediyorum. Biz şaşkınlıktan dona kalmıştık ve onların yokuş aşağı sonu olmayan bir biçimde yuvarlandıklarını dinliyorduk.
Sayfa 261Kitabı okudu
Kürt aşiretleri­nin yüzyıllarca değişik devletler bünyesinde onlara bağlı ol­maları, birleşik bir ulusal bilincin Kürtler açısından oluşması­nı engelledi.
Reklam
Moğollara Baybars hariç dur diyebilen yoktu. Neden bahsediyorsun sen Kalenderis?
Kürtlerin Tarihsel Süreçleri Kürt kavimlerin, Dicle ve Fırat’ın baştan başa geçtiği ve Yunanlıların Mezopotamya olarak adlandırdıkları geniş alan­da ve dağlık olan bölgede ortaya çıkışlarının, tarihin derinlik­lerinden gelmekte olduğunu ve çok eskilere dayandığını gös­termektedir. Kürtlerin tarihi kökeninin Ari ırkından olduğu kesin olarak
Lozan Antlaşması ve Kürtler Yunan-Türk Savaşı’nın devamı (1919-1922) boyunca Mus­tafa Kemal, bir çok defa Kürt liderlerle ilişkiye geçip, onların hiç olmazsa tarafsız kalmalarını sağlamak ve devamında yar­dımlarını alıp savaşı zaferle sonuçlandırmak, sonrasında Kürt- Türk Federasyonu kurmak düşüncesindeydi. Bu sözleri çerçe­vesinde, birçok Kürt
Mahabad bir Azerbaycan kenti idi Azadistan onu satmadan önce
20. yüzyılda, 1946 yılında ilk Kürt Devleti kuruluyor ve sadece üç ay yaşayabiliyor. İkinci Dünya Savaşı’nm bitişin­den sonra, Avrupa’da amaçlarına ulaşan Sovyetler Birliği, bu kez Ortadoğu ve İran’da, batının gücünü dengelemeye uğraş­tı. Bu politika çerçevesinde, diğerlerinin dışında Kürtleri des­tekleme planını geliştirdiğini de gösteriyordu. Sovyetlerin de desteği ile, 22 Ocak 1946’da İKDP lideri Qadı Mıhamed, Do­ğu Kürdistan’ın Mehabad kentinde aynı adla anılan Kürt Mehabat Cumhuriyeti’ni kuruyordu. Bu devlet, sadece Azerbaycan ile ilişkiler geliştirebilmiş ve üç ay yaşayabilmişti. Çün­kü, Sovyetler Birliği, Kürdistan’ın diğer parçalarında böyle bir ulusal hareket geliştiremedi ve bütünlüklü bir biçimde bu “girişimi” destekleyemedi. Bu dönemin kahramanı ise; ulus­lararası düzeyde önemli politik çalışmasıyla ve bugün Irak Kürdistan’ında (Güney Kürdistan) oluşturulmaya çalışılan Kürt Devleti’nin varlığının temellerini de atan, Irak Kürdis­tan’ı ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Molla Mustafa Barzani’dir. Ayrıca, Irak Kürdistan’mda, Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin lideri ve şimdi Irak Cumhurbaşkanı olan Celal Talabani de, önceleri Molla Mustafa Barzani’nin partisinde onun yardımcısı ve genel sekreteriydi.
Böylesine kritik bir dönemde bu kitap; Kürt liderinin kaçırılış operasyonundaki sorulara cevap verme, Kürt-Yunan halklarının aralarındaki ilişkiyi etkileyen ve günümüze kadar kanayan bir yarayı aydınlatma amacıyla yazıldı. Bu olayın olgularının anlaşılması için, ki Yunan halkının çoğunluğunun onur ve gururunun kurban edildiği, sadece tra­jedinin
Reklam
Polislerin yerlerinin tespitinden sonra, elçilikte kaldık ve Kürt liderinin kaderiyle ilgili yeni bir gelişmeyi öğrenmek için bekledik. Sabah saatlerinde Apo’nun yakalandığı ve Türkiye’ye götürüldüğü haberi yayınlandı. Gözleri bağlı Apo’nun, etrafında dönen Türkler’in yayınlanan görüntüleri, bütün dünyayı dolaşan enstantaneler olmuştu.
Sayfa 305Kitabı okudu
Abdulhamit, Jöntürkler ve Kürtler. 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun dağıl­ma döneminde, Jöntürkler’in teorisyenleri Kemalizm’in ön­cülleri, Küçük Asya Yarımadası’nda “tek devlet, tek dil, tek din" üçlüsüne dayanan ve Müslüman Ulus’un yaşadığı bir ye­ni ülkeyi oluşturma planlarını gerçekleştirmek üzere ortaya çıkmışlardı.
Kalendiris iyi uçmuş. Türkiyedeki azınlıkların sayısı CIA sitesinde mevcut
Bugün Kültlerin nüfusları net belirtilmemektedir. Nedeni de, 4 parçada Kürdistanı işgal eden devletler, en çok da Tür­kiye’de nüfus sayımları gerçeği ifade etmiyor. Bu devletler kendi sınırlan içindeki Kürt nüfusunu net açıklamıyorlar, bu konuda araştırma yapılmasına da izin vermiyorlar. Bu neden­lerle de sorun aydınlanamıyor. Kürtlerin 4 parçada bulundukları devletlerdeki nüfusları yaklaşık şöyledir: Türkiye: 30-32 milyon, İran: 6-7 Irak: 4,5-5 Suriye: 1-1,5 Toplam Ortadoğu’da Kürdistan nüfusu yaklaşık 41-45 mil­yona yaklaşmaktadır. En çok nüfus Türkiye’de bulunmaktadır. Türkiye’deki Kürt nüfusunun önemli bölümü de, sürgünler, gü­venlik ve iş olanaklarının olmaması vb. nedenlerle batı bölgele­rine ve Avrupa’ya yığılmıştır. 10,5 milyon nüfusun batı bölgele­rinde olduğu saptanmıştır. En çok da İstanbul’dadır. Bugün yak­laşık 4-5 milyonu bulan nüfus buradadır. Son derece kötü koşul­larda ve gecekondu semtlerinde yaşamaktadırlar. Sırasıyla İz­mir, Adana, Mersin, Ankara’da da nüfus yığılması çok fazladır.Örneğin, Türkiye’de nüfus sayımlarında, “Türkçe’den baş­ka dil” biliyor musunuz tarzındaki sorular ile bazı araştırma merkezlerinin verilerine göre rakamlar saptanmıştır. Kürdistan bölgelerinde “Türkçe’den başka dil” yazanların hemen hemen tümü Kürtçe konuşmaktadırlar.Ayrıca, Kafkasya ve Merkezi Asya da 1 milyon Kürt yaşa­maktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde 2 milyona yakın Kürt vardır. Bunun dışında Avustralya, Afrika, Amerika gibi yer­lerde de az da olsa Kürt nüfusu bulunmaktadır.
Son dönemler, basın-yayın alanında da gelişmeler başlamış­tı. 1990 sonrası bütün parçalarda, birçok dergi ve yayın dışında, özellikle Kuzey’de günlük gazete de çıkmaya başladı. Bu yayın politikası ülke dışında da sürmektedir. Avrupa’da günlük gaze­te yayını dışında, önce MED-TV olarak günlük yayın yapan te­levizyon, daha sonra ROJ-TV olarak yayınını sürdürmektedir. Bunun gibi, son dönemlerde MMC, KURDISTAN TV, ZAG- ROS TV, PUK TV, KURDSAT ve diğerleri de yayın hayatına katılarak, hitap ettikleri ülkelerden bağımsız ortak ulusal bir araç olarak güçlenmeye başlamışlardır. Özellikle, kitlelerin Türkiye’de yasaklarla boğuşarak, en çok çanak anten kullan­maları bu yayınları izlemek amacına yöneliktir.
Rizgarî Siyasal Hareketi, bağımsızlık yanlısı olarak Kürdistan’ın 4 parçası için genel bir strateji ile bunun gereklerini yerine getiren ideolojik-siyasal yapılanma yaratmıştı. Yine, Türk “Solu” ile ilişkiler içinde ve federasyon tezi ile Özgürlük Yolu siyasal hareketi devreye girmişti. Gençlik kesiminde ise, önce bütünlük gösteren ve daha sonra
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.