Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ok, Balta ve Mancınık

C.W.C. Oman

Ok, Balta ve Mancınık Gönderileri

Ok, Balta ve Mancınık kitaplarını, Ok, Balta ve Mancınık sözleri ve alıntılarını, Ok, Balta ve Mancınık yazarlarını, Ok, Balta ve Mancınık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizans (Doğu Roma..!)
Bizanslılar (Doğur Roma..!) askeri becerileriyle bol bol övünseler de, şövalyelik ruhunun kıvılcımı onlarda yoktur..
Sayfa 43 - Kitap Yayınevi
Bizans Orduları..
" Bizans orduları kötüydü, " der Gibbon, " kazandıkları zaferler ise rastlantısal."..
Sayfa 35 - Kitap Yayınevi
Reklam
Vikingler..
Mevzilerine yapılan saldırılar Vikingleri asla korkutmuyordu, çünkü baltalılardan oluşan saflar, köylerden zorla toplanan İngiliz askerlerinin en hızlı hücumlarını durdurabiliyordu.
Sayfa 29 - Kitap Yayınevi
Viking Kralı Ragnar ve Wessex Krallığı
...Aslında Vikingler taktik, silahlanma, talim ve hareket kabiliyeti bakımından karşılarındaki İngilizlerden üstündüler...
Sayfa 29 - Kitap Yayınevi
Hunlar sayılarıyla, hızlı hareket yetenekleriyle, düşmanın yaklaşmasına izin vermemek için sürekli yağdırdıkları oklarla, aşılması zor süvari gücünün bir diğer ifadesiydi..
Sayfa 20 - Kitap Yayınevi
136 syf.
8/10 puan verdi
C. W. C. Oman, Ok, Balta ve Mancınık Ortaçağda Savaş Sanatı 378-1515, çev., İsmail Yavuz Alogan (İstanbul: Kitap Yayınevi, 2013), 136 Sayfa, ISBN: 978-975-8704-07-1 Önde gelen orta çağ uzmanlarından C.W.C. Oman tarafından 1885 yılında henüz Oxford’da öğrenciyken yazılan bu eser bir savaş tarihi klasiği olma hasletine sahiptir. Yazıldığı tarihten
Ok, Balta ve Mancınık
Ok, Balta ve MancınıkC.W.C. Oman · Kitap Yayınevi · 201324 okunma
Reklam
Husçuların zaferlerine ilişkin kayıtlar önümüzde olmasaydı, ortaçağın, her zaman modern ordulara özgü bir nitelik olarak görülen düzenli hareket edebilmeye bağlı bir sistem üretebildiğine ve bunda başarılı olduğuna inanmakta tereddüt ederdik.
Sayfa 119 - Kitap Yayınevi
Yoldaşının ortak bir dava için elinden geleni yapacağına dair karşılıklı bir güven ve kesinlik yoksa, asker kararlılık gösteremezdi.
Sayfa 79 - Kitap Yayınevi
İsviçrelinin ilerleme hızı hayret vericiydi: Kargılardan ve mızraklı baltalardan oluşan geniş bir orman yakınlardaki bir tepenin yamacından bir dalga halinde geliyor; bir anda cepheye doğru yöneliyor ve sonra -karşısındaki güce, konumunu anlayacak zaman bırakmadan- dört sıra mızrak ucundan oluşan hat ve geriden kabararak gelen sıra sıra saflar düşmana çullanıyordu.
Sayfa 67 - Kitap Yayınevi
Savaş en basit unsurlarına indirgendiğinde, bir düşmanı karşılamanın ve yenmenin sadece iki yolu olduğunu görürüz: Ya topyekûn hücum edilmeli ya da uzaktan atılan silahlar kullanılmalıdır. Birinci durumda, galip taraf, düşmanın üzerine atılarak ve yüz yüze mücadelede onu sayısıyla, ağırlığıyla, silahlarının üstünlüğüyle ya da bu silahları daha büyük bir güç ve beceriyle kullanmasıyla mağlup eder. İkinci durumda, düşman öyle sürekli ve ölümcül bir ok, mermi, top vb yağmuruna tutulur ki ya imha olur ya da yakına gelemeden geri püskürtülür.
Sayfa 63 - Kitap Yayınevi
Reklam
Salt cesaret beceri ve deneyimin yerini aldığı zaman, hem taktik hem de strateji ortadan kalkar. Kibir ve budalalık bir araya gelince ortalama feodal ordunun rengi ortaya çıkıyordu.
Sayfa 53 - Kitap Yayınevi
Bizans taktik sisteminin başlıca özelliği harekâtta kullanılan birimlerin küçük olmasıydı. Bu, yüksek bir disiplin ve talim derecesinin işaretiydi. Batı ordusu her biri binlerce adamdan oluşan iki ya da üç muazzam kıta halinde toplanma hatasını sürdürürken, aynı güçte bir Bizans ordusu pek çok bölüme ayrılıyordu.
Sayfa 48 - Kitap Yayınevi
Türkler, "her türlü pusu ve manevraya yatkın," keşif kollarını yerleştirirken de çok dikkatli oldukları için sürpriz saldırılarla nadiren karşılaşıyor, hatta hiç karşılaşmıyorlardı. Ne var ki eşit konumda ve açık alanda yapılan bir savaşta, onlara hemen yaklaşması ve uzaktan karşılıklı ok atışına girmemesi tavsiye edilen Bizans ağır süvarisi tarafından alaşağı edilebiliyorlardı. Düzenli piyadeyi yaramıyor, aslında piyadeye saldırmaktan kaçınıyorlardı, çünkü Bizans yaya okçularının yayları onların kısa silahlarına kıyasla daha uzun menzilliydi. Dolayısıyla bu yaya okçular, düşman atlarını önceden vurabiliyorlardı. Türklerin üzerlerindeki zırhlar atlarını değil sadece kendi vücutlarını koruduğu için bir anda atsız yani tamamıyla çaresiz bir durumda kalabiliyorlardı. Bozkır göçebesi asla kendi ayakları üzerinde savaşma alışkanlığı edinmemiştir. Dolayısıyla Türklerle atsız savaşmak tercih ediliyordu; ancak, hızlı toparlanabildikleri için takip sırasında daima dikkatli olmak ve askerlerin kaçmasına izin vermemek gerekiyordu.
Sayfa 38 - Kitap Yayınevi
Savaş sanatının Karanlık Çağlar’daki durumunu, keşişlerin kroniklerinden ve halk şarkılarından, Bizans tarihçilerinin rastgele yaptıkları göndermelerden, tezhipli yazmalardaki tuhaf çizgilerden ya da savaşçıların mezarlarında bulunan küflü kalıntılardan çıkarmak gerekir.
Sayfa 24 - Kitap Yayınevi
Hunlar sayılarıyla, hızlı hareket yetenekleriyle, düşmanın yaklaşmasına izin vermemek için sürekli yağdırdıkları oklarla, aşılması zor süvari gücünün bir diğer ifadesiydi. Taktik bakımından Hunlar Alp Arslan'ın, Cengiz'in ve Timur'un ardındaki yığınların prototipleriydi.
Sayfa 20 - Kitap Yayınevi
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.