Okumuş, bilgiçlik taslayan birisi ancak başka kitaplardan yararlanılarak hazırlanmış kitaplara aşinadır. O bir papağan olarak başkalarının papağan gibi tekrarladıkları şeyleri tekrarlar.
Belli bir dildeki her bir sözcük için öteki dillerde tam bir karşılık yoktur; dolayısıyla bir dilin sözcükleriyle anlatılan bütün kavramlar başka bir dilin sözcükleriyle ifade edilen kavramlarla tam olarak aynı değildir;
...
Bütün çevirilerin zorunlu olarak eksik/kusurlu olmasının sebebi budur. Bir dilden bir diğerine o dile özgü, veciz ve anlamlı bir pasajı tam ve eksiksiz olarak aynı etkiyi doğuracak şekilde çevirmek zordur.
Şiirler çevrilemez, fakat sadece yeniden yazılabilir ki her zaman güvenilmez bir yöntemdir.
...
her çeviri aslı karşısında ölüdür ...
Her türden ve her çağdan araştırmacı ve bilgin kural olarak derin kavrayışı değil sadece malumatı gaye edinir.
Akla gelebilecek her şey hakkında: taşlar, bitkiler, savaşlar, tecrübeler ve mevcut bütün kitaplar hakkında tek tek ve toplu olarak malumat sahibi olmayı bir şeref ve itibar meselesi haline getirirler.
Malumat denilen şeyin derin kavrayış için bir araçtan ibaret olduğu, kendi başına çok az veya hiçbir kıymet ifade etmediği asla akıllarına gelmez.
Buna karşılık bir kimseyi filozof yapan şey onun düşünme tarzıdır.
Şu büyük üstatların etkileyici allamelikleri karşısında kendi kendime şöyle seslenirim:
" Ah, bu kadar çok okuyabilmek için ne kadar az düşünmek zorunda kalmış olmalılar!"