Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölüm Hastalığı

Marguerite Duras

Ölüm Hastalığı Sözleri ve Alıntıları

Ölüm Hastalığı sözleri ve alıntılarını, Ölüm Hastalığı kitap alıntılarını, Ölüm Hastalığı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiç kadın sevmediniz mi? diye sorar. Hayır, hiç, dersiniz. Hiçbir zaman mı? Asla mı? der. Asla, diye tekrarlarsınız. Gülümser, ölüler ne tuhaf oluyor, der.
Sayfa 26
O orada, görkemine terk edilmiş, kendi karanlığında uyumaktadır.
Reklam
Bu geceye kadar, nasıl olup da gözlerin gördüğü, ellerin dokunduğu, bedenin dokunduğu şeylerin bilinemeyeceğini anlamıştınız.
Mahvolduğunuzu söylersiniz. Nerede ve nasıl mahvolduğunuzu bilmediğinizi söylersiniz.
Bu bedenden çıkmak, başkalarının bedenine, kendinizinkine ger, dönmek, kendinize doğru dönmek isterdiniz, bir yandan da bunu yapmak zorunda olduğunuz için ağlarsınız.
Bağırmamasını söylersiniz. Bir daha bağırmayacağını söyler. Bir daha bağırmaz. Artık sizinle hiçbir kadın, hiçbir zaman bağırmayacaaktır.
Reklam
Geceyle gelecekti. Geceyle gelir. Bütün gece onu seyredersiniz.
Denemek, belki günlerce denemek istediğinizi söylersiniz ona. Belki haftalarca. Belki de tüm yaşamınız boyunca. Neyi denemek? diye sorar. Sevmeyi, dersiniz.
Bugün şafak vakti. Henüz güneş yok, ama göğün kenarları şimdiden aydınlık, oysa o göğün merkezinden yeryüzüne hala karanlık düşmekte, yoğun.
Sabah oldu, her şey başlayacak, siz hariç, der. Siz hiçbir zaman başlamazsınız.
Reklam
İçinizde, nedenini bilmediğiniz hıçkırıklar vardır. Sanki sizin dışınızda bir şeymiş gibi kıyınızda kalakalırlar, size kavuşamazlar ki onları ağlayarak atasınız. Siyah denize karşı, uyuduğu odanın duvarına karşı, kendinize ağlarsınız, bir yabancının ağlaması gibi.
Fısıltı
Kımıldanır, gözleri aralanır.Parası ödenmiş kaç gece kaldı? diye sorar. Üç, dersınız. Hiç kadın sevmediniz mi? diye sorar. Hayır, hiç, dersiniz. Hiç bir kadını arzulamadınız mı? diye sorar. Hayır, hiç, dersiniz. Bir kere olsun, bir an için bile mi? diye sorar. Hayır, hiçbir zaman, dersiniz. Hiçbir zaman mı? Asla mı? der. Asla, diye tekrarlarsınız. Gülümser, ölüler ne tuhaf oluyor, der. Yeniden başlar: Peki bir kadına bakmadınız mı? Hiç bakmadınız mı? Hayır, hiç, dersiniz. Neye bakarsınız? diye sorar. Geriye kalan herşeye, dersiniz. Gerinir, susar. Gülümser, yeniden dalar.
Yalnızca kendinizeydi ağlamanız, sizi ayıran farklılığı aşarak ona kavuşmanın harikulade olanaksızlığına değil. Bütün hikâyeden onun uykuda söylediği bazı sözcükler kalmıştır yalnızca, neye yakalandığını söyleyen o sözcükler: Ölüm hastalığı Çabucak vazgeçersiniz, artık onu aramazsınız, ne şehirde, ne gecede, ne de gündüzde. Böylece yine de bu aşkı sizin için olabilecek tek şekliyle yaşayabildiniz, başınıza gelmeden kaybederek.
Denemek istediğinizi, bir denemek, tanımaya çalışmak, ona, o bedene, o göğüslere, o kokuya, güzelliğe, şu bedenin temsil ettiği dünyaya çocuk getirme tehlikesine, ne kuvvetli ne de kaslı engebeleri olan o tüysüz biçime, o yüze, o çıplak tene, şu tenle içinde barındırdığı yaşamın çakışmasına alışmak istediğinizi söylersiniz. Denemek, belki günlerce denemek istediğinizi söylersiniz ona. Belki haftalarca. Belki de tüm yaşamınız boyunca. Neyi denemek? diye sorar. Sevmeyi, dersiniz.
"Sorarsınız: Ölüm hastalığı neden ölümcüldür? Cevap verir: Ona yakalanan onu taşıdığını, ölümü taşıdığını bilmediğinden. Üstelik ölecek bir yaşamı olmadan öleceğinden, hiçbir yaşamda, hiçbir zaman ölmeyi bilmeyeceğinden."
Sayfa 18 - MetisKitabı okudu
Geri179
1.200 öğeden 1.186 ile 1.200 arasındakiler gösteriliyor.