Ölüm Hastalığı
Marguerite DurasÖlüm Hastalığı Gönderileri
Ölüm Hastalığı kitaplarını, Ölüm Hastalığı sözleri ve alıntılarını, Ölüm Hastalığı yazarlarını, Ölüm Hastalığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.
Henüz şafak sökmek üzere. Bu saatler gökyüzü kadar geniştir. Çok fazla, zaman bir yolunu bulamıyor. Zaman geçmeyi bıraktı.
.
.
.
…yine de bu aşkı sizin için olabilecek tek şekliyle yaşayabildiniz, başınıza gelmeden kaybederek.
Sayfa 39 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
Yalnızca kendinizeydi ağlamanız, sizi ayıran farklılığı aşarak ona kavuşmanın harikulade olanaksızlığına değil.
Sayfa 38 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
Sevme duygusunun nasıl gelebileceğini sorarsınız. Belki evrenin mantığında ansızın oluşan bir çatlakla, diye cevap verir. İstemekle asla, der.
Sayfa 36 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
…tam istediğiniz gibi, dünyada yapayalnız. Aşkın size hep yersiz göründüğünü, hiç anlamadığınızı, sevmekten hep kaçındığınızı, hep sevmeme özgürlüğüne sahip olmak istediğinizi söylersiniz. Mahvolduğunuzu söylersiniz. Nerede ve nasıl mahvolduğunuzu bilmediğinizi söylersiniz.
Sayfa 34 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
Yine bu mekânda kalırsınız. Yine ağlarsınız. Ne bildiğinizi bilmeden bildiğinizi sanırsınız, o bilginin sonuna varamazsınız, dünyadaki mutsuzluğun tek başına sureti olduğunuzu sanırsınız, imtiyazlı bir alınyazısının sureti.
Sayfa 30 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
İçinizde, nedenini bilmediğiniz hıçkırıklar vardır. Sanki sizin dışınızda bir şeymiş gibi kıyınızda kalakalırlar, size kavuşamazlar ki onları ağlayarak atasınız.
Sayfa 20 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
Sorarsınız: Ölüm hastalığı neden ölümcüldür? Cevap verir: Ona yakalanan onu taşıdığını bilmediğinden. Üstelik ölecek bir yaşamı olmadan öleceğinden, hiçbir yaşamda, hiçbir zaman ölmeyi bilmeyeceğinden.
Sayfa 18 - Metis Yayınları, 4. Basım: Temmuz 2016
Sevme duygusunun nasıl gelebileceğini sorarsınız. Belki evrenin mantığında ansızın oluşan bir çatlakla, diye cevap verir. İstemekle asla, der. Sorarsınız: Sevme duygusu başka şeylerle de gelebilir mi? Söylemesi için yalvarırsınız. Her şeyle, bir gecekuşunun uçuşuyla, bir uykuyla, bir uyku hayaliyle, ölümün yaklaşmasıyla, bir sözcükle, işlenen bir suçla, kendi kendine, nasıl olduğunu bilmeden ansızın, der.
Sayfa 38Kitabı okudu
Hiçbir şeyi sizin bildiğiniz şekliyle bilmek istemem, der, ölümün yol açtığı o kesinlikle, hayatınızın her gününde, her gecesinde birbirine benzeyen o umarsız tekdüzelikle, sevme yoksunluğunun o ölümcül işleyişiyle.
Sayfa 37Kitabı okudu
Gözbebeklerinin süzme yeşilinden size bakar. Ölümün saltanatını haber veriyorsunuz, der. Ölüm dışarıdan dayatıldığında sevilemez. Sevmediğinize ağladığını zannediyorsunuz. Ölümü dayatamadığınıza ağlıyorsunuz.
Sayfa 36Kitabı okudu
Size denizin rengini sorar. Siyah, dersiniz.
Denizin hiçbir zaman siyah olmadığını, mutlaka yanıldığınızı söyler.
Birinin sizi sevebileceğine inanıp inanmadığını sorarsınız ona.
Hiçbir durumda sevilemeyeceğinizi söyler. Ölüm yüzünden mi? diye sorarsınız.
Evet, der, duygularınızdaki bu yavanlık, bu durağanlık yüzünden, denizin siyah olduğu yalanını söylemeniz yüzünden.
Sonra susar.
Yine uykuya dalmasından korkarsınız,
Sayfa 34Kitabı okudu
Yine bu mekanda kalırsınız. Yine ağlarsınız. Ne bildiğinizi bilmeden bildiğinizi sanırsınız, o bilginin sonuna varamazsınız, (...) Kendinizi olmakta olan bu olayın hakimi sanırsınız, böyle bir şeyin var olduğunu sanırsınız.
Sayfa 32Kitabı okudu