Çünkü, şu 1943 yılında tutuklanan bizleri birleştiren ortak bir tarihsel öz var: özgürlük.
Bu özgürlüğe katıldığımız, onu kendimizle özdeşlediğimiz oranda, belki hiçbir ortak yanı olmayan bizler birbirimizebenzemeye başlıyoruz. Söz konusu özgürlüğe katıldığımız ölçüde tutuklanıyoruz. Demek ki özgürlüğümüzü sorguya çekmek gerekiyor asıl, tutukluluk durumumuzu ya da hapishanedeki yaşama koşullarını değil.
Sayfa 52