Keşifler - Ticaret - Ütopyalar

Ortaçağ 4

Umberto Eco

Ortaçağ 4 Gönderileri

Ortaçağ 4 kitaplarını, Ortaçağ 4 sözleri ve alıntılarını, Ortaçağ 4 yazarlarını, Ortaçağ 4 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Frengi
XIV. yüzyıl sonlarında, antikçağ yazarları tarafından hiç sözü edilme­miş, bilinmeyen bir hastalık olan frengi yayılmaya başlar. Günümüzde frenginin İspanyol seferleri sonucunda Amerika kıtasından Avrupa'ya geldiğine inanılır; o dönemde bu mutlak yenilik zorlukla ve isteksizce karşılanır, ama Aristoteles'in ve Galenus'un geleneksel referans sistemi­nin aşılıp gelecekteki tıbbi araştırmalar için bir temel oluşturulmasını sağlar.
Hümanizm
Hümanizmin İtalyan şehir devletleri yapısının bir ürünü olduğu doğruy­sa, en başından beri cumhuriyetler, beylikler ve krallıklar olmak üzere (ve Avignon "esareti" ile Büyük Bölünmeden sonra yeniden doğmakta olan se­zaropapizm dahil olmak üzere)çeşitli rejimierin statükosunu meşru kılmak ve desteklemek için kullanılmıştır. Seçim temelli
Reklam
Machiavelli De principatibus'ta XV.yüzyılda hükümdarlıklar konusunda yazılanları eleştirir, "ideal" hükümdann etik profilini merkez alan ahlak­çı temele dikkat çeker ve iktidarı düzenleyen gerçek yasalar temelinde yeni bir "devlet sanatı"nı geliştirmek için gerçekleştirdiği köklü değişimi vurgular. Ancak Machiavelli'nin bu görüşü, ltalya'da beyliklerin büyü­yüp genişlediği ve denge politikasının geliştirildiği XV. yüzyılda kültürel ve siyasal deneyimlerde görülen çeşitliliği adil bir şekilde yansıtmaz.
Ibni Rüsdcülük (Avrupa'da)
Ortaçağda Aristoteles yorumcusu denince ilk akla gelen İbn Rüşd'ün (1126-1198) XV. yüzyılda gördüğü rağbet başlı başına ele alınmalıdır. Bu büyük Arap filozofun XIII. yüzyılın ilk yarısından itibaren İtalya, Fransa ve İngiltere'de yaygın olarak bilinen yorumları, XIV. yüzyılda İtalya'da hem akademik ortamlarda hem de bazı edebi çevrelerde
Ortaçağ Giysi Modası (15. YY)
Giysilerde lüks meselesinin en ilginç yönlerinden biri, bağlamla ilgilidir. Nitekim değerli elbiselerin kimin için giyildiğini, kimlerin onları giyebi­leceğini ve hangi estetik kuralı temel aldıklarını bilmek önem taşır. Ana gösteriş mekanı tabii ki, aidiyet sembolleriyle dolu olan bütün şahsiyetlerin hareket ettiği salıneyi oluşturan saraydır;
Kilisenin kumara karşıtlığı
Her ne kadar Kilise talih oyunları konusunu ele alırken, elde edilen ge­lirlerin meşru olduğunu ilan edip ileriki yüzyıllarda ahlak teolojisi ile hu­kuki doktrinlere nedensel olgulada ekonomi kurallan arasındaki ilişkileri tartışma fırsatı tanısa da, Dilenci tarikatlarıyla beraber(başta Fransisken itaat Hareketi), dönemin örf ve adetlerini ahlaki açıdan düzeltme süreci dahilinde kumar oyunlarına karşı ayrıntılı bir mücadele yürütür; her zamanki dinsel rehberlik faaliyetlerinin(halka vaaz ve bireysel günah çıkartmaların yanında, dikkat çekici faaliyetler gerçekleştirilir.(
Reklam
Kardinal Pompeo Colonna (1479-1532), kuzeni, kadın şair Vittoria Colanna'nın(1490-1 547) teşvikiyle yazdığı Apologia mulierum [Kadınla­rın Savunması](1524) adlı eserde ratione atque natura[akıl ve karak­ter] açısından yaygın hatalı görüşleri çürütür, cinsiyetler arası eşitliği, dolayısıyla aristokrat kadınlarin toplumsal ve siyasal hayata faal olarak katılma imkarunı tarihi ve filolojik açıdan gerekçelendirir. Rotterdamlı Erasmus (1466-1536) kadın olduğu için ahmak bir ke­şiş tarafından aşağılanan bilge Magdalena'ya kahin vari bir şekilde şöyle dedirtir: "Siz erkekler dikkat etmezseniz, biz kadınlar teoloji öğreteceğiz ve kiliselerde vaaz vereceğiz ve siz rabiplikten mahrum edileceksiniz ... Dünya değişiyor"
Geç ortaçağda Avrupa'da başlıca iki üniversite "modeli" tespit edilmiştir: Hu­kuk eğitiminin hakimiyeti altındaki, Bologna kaynaklı "Akdeniz modeli" ile felsefe ve teoloji başta olmak üzere, beşeri sanatların öne çıktığı Paris kaynaklı "Kuzey Avrupa modeli."
XV. yüzyıl her ne kadar kültürel ve didaktik alanlar açısından önemli değişimierin gerçekleştiği bir yüzyılsa da, bu değişimler hümanist-Rö­nesans düşüncelerinin hızlı ilerleyişinin düşündürdüğünden çok daha ağır ve kademeli yaşanır ve ortaçağın köklü geleneksel araştırma tarzı­nın etkisi altında olmaya devam eder. Bir yandan klasik yazarlar, disip­lin ujkunun genişletilmesine ve doktrinlerle çeşitli görüşlerin kıyaslan­ masına dayalı, eleştirel yöntemin benimsenmesini esas alan yeni öğren­me biçimlerini deneyenler ve beşeri yetenekleri temel alan bir değerler bütününü aktaranlar olarak yeniden gündeme gelirken, diğer yandan köklü yazarları ve metinleri merkez alan Aristotelesçi-Thomasçı gelenek hakimiyetini sürdürür. Bu ortamda yeni kültürel hareketler ağırlıklı o­ larak, resmi öğretiminin merkezleri olan okullara ve üniversitelere göre farklı yerlerde ve kurumlarda gelişir.
Martin Lut­her(1483-1546) bu skandalı ortaya çıkarana kadar endüljanslar, yerel bey­lerle papalık yetkilileri arasındaki müzakereler sonucunda, her iki tarafın lehine olacak şekilde kararlaştırılırdı ve bu arada papa­lık, dinsel rehberlik niteliği taşıyan faaliyetlerinden giderek uzaklaşıyordu.
70 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.