İslam egemenliğinin ilk yüzyılındaki siyasi ve askeri değişiklikler, önemli toplumsal ve ekonomik değişiklikleri de beraberinde getirmişti. Tüm fetihlerde olduğu üzere Arap fetihleri ile kamu, özel ve kilisenin sahip olduğu donmuş haldeki büyük zenginlikler tekrar piyasaya sürülmeye başladı. İlk Arap tarihçilerinin aşın masraf ve zengin ganimet
Partlar, Zerdüşt inancını tekrar canlandıran Sasani hanedanlığının kurucusu Ardeşir (M.S. 226-240) tarafından yıkıldı. İran’da hakimiyetin, hükümetin, toplumun bir parçası ve devlet dini haline gelen Zerdüştlük, devlet baskısıyla dini sınıf ve hiyerarşik din adamlığı oluşturan; karşıt inançların belirlenmesi ve bastırılmasıyla uğraşan tarihteki
Arapça olan "İslam" sözcüğü, "inananın Allah'a teslim olması" anlamındadır ve aynı kökten türeyen "Müslüman" sözcüğü de teslim olma eylemini yapan kişi anlamına gelir.
Moğol kökenli Türkleşmiş ve İslamlaşnuş bir aşirette doğan Timur'un toplumsal geçmişi oldukça mütevazıydı. Cengiz Han'ın hanedanından bir prensesle evlenmişti. Karma Moğol ve Türk ordularına Moğollar hakimdi ama ordu çoğunlukla Türkler'den oluşuyordu. Timur'un önceki Moğol hükümdarlarının tersine, dindar bir Müslüman olduğu söylenir ya da bu onun iddiasıdır. Gerçekleştirdiği büyük yıkımlar sırasında İslam dinine ait binalara ve çalışanlara gereken saygıyı göstermeyi unutmamıştır.
Museviler , kendilerinin Tanrı’yı seçmiş oldukları düşüncesini akıl bile edemeden , daha alçak gönüllü bir biçimde , Tanrı’nın kendilerini seçmiş olduğu inancını benimsediler . Aslında bu seçimleri onlara bir ayrıcalık değil hatta bundan da öte , sorumluluk yüklüyor ve hatta bazen taşınması çok güç bir yük getiriyordu : “ Yeryüzünün bütün halklarından yalnız sizi tanıdım, bundan dolayı bütün günahlarınızdan ötürü sizi cezalandıracağım.” (Amos 3:2)
Avrasya bozkırlarındaki Türkler, ikinci büyük köle grubuydu. Bu köleler, İslamiyet'in ilk çağlarından itibaren Karadeniz'in kuzeyinden Çin ve Moğolistan'a dek uzanan topraklardan yakalanmaya ya da satın alınmaya başlanmıştı. Ortaçağ'da Doğu İslam dünyasındaki beyaz kölelerin büyük bölümü bunlardan oluşur ve özellikle askeri hizmetlerde kullanılırlardı. Türk bozkırının Müslüman olmasının ardından bu kaynak kuruyunca, Kafkasya'da yeni bir kaynak bulundu. Osmanlı ve Pers topraklarına buradan erkek ve kadın, Çerkez ve Gürcü köleler getirildi. XIX. yy'ın ilk çeyreğinde Ruslar'ın Kafkasya'yı ele geçirmesiyle birlikte bu kaynak da kurudu.
Müslüman hükümdar ve halkların haçlıların gelip gidişlerine karşı bu kayitsizliklarinin en önemli nedeni, onlara göre islamiyet'in bütünlüğüne ve islam toplumunun birliğine yönelik çok daha büyük bir tehditle ilgilenmeleri gereklileriydi. (Islaklık mezhebi)