Örümcek Ağı, Max Seeck'in "Dedektif Jessica Niemi" serisinin ikinci kitabı. Serinin ilk kitabını beğenmiştim, bu kitabı da beğendim. Yalnız okurları uyarayım, seriyi sırayla okumakta fayda var çünkü ikinci kitapta, Cadı Avcısı'ndaki katilin ismi sıkça geçiyor.
Kitap, Instagram fenomenleri Lisa Yamamoto ve Jason Nervander'ın kaybolduğu ve ardından bir kadın cesedinin Finlandiya'nın soğuk kıyılarına vurduğu gizemli bir olayın etrafında şekilleniyor. Ekip cinayeti araştırırken, bir yandan da Dedektif
Jessica Niemi’nin içsel çatışmalarına, geçmişindeki travmalarına ve zorlu bir amirle olan ilişkisine detaylı bir şekilde yer verilmiş ancak bunlar okuru rahatsız edecek düzeyde değil; aksine karakterlerin yaşadıkları hikayeye zenginlik katmış. Özellikle teşkilattaki ataerkil davranışlar ve dedektife yönelik psikojik şiddet kitabın en can alıcı noktalardan biriydi.
Bizler, Finlandiya'nın soğuk ve kasvetli atmosferinde, katilin kim olduğunu çözmeye çalışan dedektif Jessica Niemi’nin peşine düşerek bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa çıkıyoruz. Her yeni gelişme, merak duygusunu tetikiiyor, bu da kitabın başından sonuna kadar okuru diken üstünde tutuyor.
Örümcek Ağı, bana göre yazarın bir önceki kitabı olan Cadı Avcısı'ndan bir adım önde. İlk kitap biraz ağır ilerlemiş, bu bazı okurları kitaptan soğutmuştu. Bu kitapta ise olaylar hızlı bir şekilde ilerliyor. Ayrıca kitap İskandinav polisiyesinin tüm özelliklerini taşıyor. Soğuk, karanlık bir atmosfer ve zekice kurgulanmış bir hikaye...
Bir okur başka ne ister ki. Tavsiyemdir...
.