Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)

Halil İnalcık

En Yeni Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600) Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600) sözleri ve alıntılarını, en yeni Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
15. yüzyıl kanûnnâmelerine göre, Kanûn-i Osmanî'nin temel ilkesi, "reâyâ ve ülke sultanındır" kuralı idi.
Halil İnalcık- Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
Bir sınır beyliğiyken dünyanın en güçlü devletine dönüşen Osmanlı İmparatorluğu'nun hikâyesi... Merhum Halil İnalcık’ın uluslararası akademik çevrelerde tanınmasına vesile olan, birçok dile çevrilen ve alanında temel kaynak olarak kabul edilen dev eser... Klasik Çağ tabirini tarih literatürüne kazandıran İnalcık bu eserinde Osmanlı
Reklam
Fatih Sultan Mehmet
Rumeli Hisarı'nı yaptırarak 1452’de İstanbul Boğazı'nı kontrol alana alması gibi, 1463’te Çanakkale’de boğazın iki yakasında iki kale yaptırarak Çanakkale Boğazı'nı denetimi altına aldı. Bozcaada'yı tahkim ederek, İstanbul ve Boğazlan koruyan savunma sistemini daha da güçlendirdi ve Anadolu ile Rumeli arasındaki iletişimi güvenceye aldı.
Sayfa 31
Sultan 2. Murat
Casus Bertrandon de la Brocquiere, 1432'de yıllık Osmanlı gelirinin 2.500.000 altın dükaya çıktığı, Murat’ın elindeki kaynaklan kullansa, Avrupa'yı kolayca istilâ edebileceği gözleminde bulunur.
Sayfa 28
Fethedilmiş bir bölgenin Osmanlılaştırılması, apansız köklü bir dönüşüm değil, adım adım ilerleyen doğal bir gelişim olmuştur.
Sayfa 19
Reklam
Osmanlılann yerel Balkan yönetimlerine üstünlüğünü anlamak için Osmanlı yasalannı Sırp kralı Stefan Duşan'ın yasalanyla karşılaştırmak yeterlidir. Örneğin, Duşan’ın yasalannca köylü, hafta da iki gün beyi hesabına çalışmak zorundaydı; Osmanlı kurallan reâyânın sipahinin toprağında yılda ancak üç gün çalışmasını gerektiriyordu. Köylüleri yerel yet kililerin sömürüsüne karşı korumak, Osmanlı yönetiminin temel bir ilkesi idi.
Sayfa 19
Önceleri haraçgüzar beyden, İslâm devletine boyun eğmenin bir kanıtı olarak yıllık ufak bir vergi isterlerdi. Daha sonraları haraçgüzar beyin oğlunun rehin tutulmasını, bağımlılık andı vermek için beyin yılda bir kez saraya gelmesini, sultanın seferlerine yardımcı birlikler göndermesini istediler. Haraçgüzar beylerden, sultanın dost ve düşmanlarına kendi dost ve düşmanları gibi davranmaları istenirdi. Haraçgüzar, bu ödevleri yerine getirmezse toprakları dârülharp ilân edilir, gâzîlerin acımasız akınlarına açılırdı.
Sayfa 18
Osmanlı Sultanlarının Halk Arasında Gizlice Dolaşmaları
Osmanlı sultanları bazen tebdil-i kıyafetle bizzat teftiş yaparlardı. Kanuni Sultan Süleyman sipahi kılığında, II. Ahmet ise mevlevî dervişi gibi giyinir, halk arasına karışırlardı. IV. Murat, tanınmadan yaptığı gezintilerde birçok belalıyı acımadan idam ettirmiştir. Böylece sultan, halkın saraya ve kendi gücüne güvenini pekiştireceğini umardı. Ayrıca, bu bir çeşit halkın oto-kontrol sistemiydi.
Sayfa 97
“Fâtih Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerçek kurucusudur. Avrupa ve Asya’da başkenti İstanbul olmak üzere, dört yüzyıl boyunca büyük Osmanlı Imparatorluğu’nun çekirdeği olacak bir imparatorluk kurmuştur. Fâtih, Sultanu’l-Berreyn ve Hakanu’l-Bahreyn (İki karanın ve iki denizin hükümdârı, yani Rumeli-Anadolu’nun ve Akdeniz-Karadeniz’in hükümdârı) lâkabını kullanıyordu.”
Sayfa 34 - Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Reklam
Taberi'ye göre, Sasani hükümdarı Parviz (459-484) , ağır vergilerle halkı yoksullaştırmakla suçlandığında, "hükümdarı ayakta tutan ve gücünü güvenceye alan, Tanrı'dan sonra, para ve ordudur", demiştir.
Sayfa 71 - Yapı Kredi Yayınları
Taşköprülüzade'ye göre öğrenci, bütün ilimleri okumalıdır, çünkü bunlar birbirlerini tamamlayarak tek bir kelime oluştururlar. Yaşamını yalnız bir bilgi dalına adayan kişi, ilahi gerçeğin uzağına düşer.
Sayfa 175Kitabı okudu
Karahanlı Türk hakanı için yazılmış Kutadgu Bilig, politik kuram üzerine yazılmış tüm İslam yapıtlarına girecek olan bu devlet kavramının aynısını ileri sürer: "Devleti denetlemek büyük bir ordu gerektirir. Orduyu beslemek büyük servet ister. Bu serveti elde etmek için halk zengin olmalı. Halkın zengin olması için yasalar adil olmalıdır. Bunlardan biri ihmal edilirse devlet yıkılır."
Osmanlı, göçebe ekonomisi ve göçebelerin töre hukuku ile bağdaşmıyordu. Osmanlı yönetimi sünni ortodoksluk davasına sarılırken aşiretler, göçebe töresi ve şaman inançlarıyla derinden değişikliğe uğramış bir iskan biçimini savunan derviş tarikatlarına bağlanıyorlardı. Aşiretler, Osmanlı karşıtı politik ve toplumsal özlemlerini heterodoks din giysilerine bir iyor, giydikleri kırmızı başlıktan ötürü "kızılbaş" diye biliniyorlardı.
715 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.