Osmanlı'da Batıl İtikatlar ve Büyü
Nimet Elif UluğEn Yeni Osmanlı'da Batıl İtikatlar ve Büyü Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Osmanlı'da Batıl İtikatlar ve Büyü sözleri ve alıntılarını, en yeni Osmanlı'da Batıl İtikatlar ve Büyü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam'ın en temel ilkesi, la ilahe illallah, yani Allah'tan başka ilah yoktur. Ancak zamanla evliyalara, velilere tapınma haline dönüşen tüm uygulamalar, Kemalist modernistler tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Sayfa 27 - Doğan KitapKitabı okuyor
Batıl inançlar dini inanışların alt kültüründe var olmasa büyü, toplumda asla yaşayamaz.
Sayfa 24 - Doğan KitapKitabı okuyor
1879 yılında alınan bir duyum neticesinde bu konuda devlet kayıtlarına geçmiş olan başka bir tuhaflık ise Erzincan'da yaşanmıştır. Yağmur yağdırmak amacıyla Hristiyan mezarlığındaki ölülerin başlarını kesen şahsın ve ona yardım edenlerin hepsinin hemen tutuklanarak Dersaadet'e gönderilmeleri istenmiştir.
Tılsımlı gömlekler hazırlanırken, Kuranıkerim'in çeşitli yerlerinden alınmış ayetlerin en başında Ayete'l -Kürsi gelir.
Arapça "yazılı şey" anlamına gelen nüsha , zamanla halk ağzında bozularak muska şeklini almıştır.
Paganlarca kutsal sayılan su kuyularında ya da Hristiyan azizlerin ayazmalarında adak adayıp oralardan su içmek; hatta bazı su kuyularının tekkelerin şifa umulan kaynaklarına dönüşmesi de oldukça olağandır.
Evliyaların kerametleriyle Budist azizlerin kerametleri arasında ciddi ortaklıklar olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Örneğin, Yesevi dervişlerinden bazıları bir kuş gibi uçabilirler. Bektaşi Menakıbnameleri'nde de evliyalar, hayvan şekillerine bürünen veya kuş olup uçan doğaüstü varlıklar olarak karşımıza çıkarlar...
Araplar peygambere vahiy gelmeden önce zaten cinlere inanıyor, hatta onlara tapıyorlardı. Arap büyücülüğünün temeli, Harut ve Marut adlı meleklerin büyü bilgisini insanlara aktarmaları oluşturur. Cinler çölün perileri ya da insan-keçi karışımı pagan tanrılarıydı ...
İslamiyet öncesi Arap gelenek ve görenekleri, İsrailiyat ve hadisler, geleneksel Arap öykücülüğünün önemli bir eseri olan Binbir Gece Masalları, dev,şeytan, peri, melek ve cinler gibi esrarengiz ruhani varlıkları kabülleniyordu. Hint-Avrupa tininde köklenmiş görünen iki ruh Kuran'da büyünün üstatları olarak kabul edilir.
Bakara Suresi'nde Süleyman peygamber zamanında insanlara sihir öğreten, ancak Allah istemedikçe başarılı olamayacaklarını bilen iki melekten, yeni Harut ve Marıt'tan söz edilir...
Eski Türklerde de yağmur yağdırılması için yada taşı geleneğine sıklıkla başvurulduğu bilinmektedir bu taşla istenildiği gibi yağmur, kar ve dolu yağdırabileceklerine inanılırdı.
Şamanlık, Türkler arasında Moğol istlsından sonra yayılmıştır.
Toplumu tüm dinamikleriyle inşa ettiğine inanılan geleneğin gücü, dinsel otorite ile elele verip batıl itikatları ve hurafeleri dinlerle yoğurmuş, zamanla evrilmiş bir halk dinine varılmıştır...
Osmanlı halkının büyü bozmak için geliştirmiş olduğu çeşitli yöntemler:
1. Değirmen dolabından sıçrayan su ile yıkanıp abdest alınır.
2. Denizaşırı bir yere gitmek veya ırmak, çay, nehir gibi küçük veya büyük akarsu üzerinden geçilir.
3. Kirpi kanı içilir.
4. Büyüyü bozmak için büyü yaptırılır.
5. Yedi dükkân süprüntüsü, leylek tersi, maydanoz tohumu ile tütsülenir.
6. "Kul euzü" sureleri okunur.
7. Yedi dükkân süprüntüsü suya atılır. Buna komşudan çalınan bir pancar ve bir yeşil kâğıt ilave olunur. Bunların hepsi suda kaynatılarak bu su ile bir saçak altında yıkanılır.
8. Kaştan, kirpikten, vücuttaki kıllardan toplanır ve bir yerde yakılır. Bununla tütsülenen çamaşır giyilir.
9. Zeytin çekirdeği yakılır, tütsülenir.
10. Abdesthaneye ters oturulup def-i hacet edilir.
11. Leylek pisliği, kına, zırnık, iğde çekirdeği bir arada yakılıp tütsü yapılır.
12. Malta pamuğu ile kırk bir düğüm yapılır. Düğümlerden her biri üzerine "kul euzü" sureleri okunduktan sonra düğümler çözülür. Pamuk bir bardak içerisine konularak büyü tutan kimseye bu sudan içirilir.
13. Yedi kapı eşiğinden birer parça kesilerek ateşe atılır ve dumanı ile evin her tarafı tütsülenir.
14. Evin içindeki bütün kapıların üst eşiklerine ardıç katranı ile haç işareti yapılır.
15. Yüz dirhem pirince yedi "hamim" suresi okunarak bu pirinçle pilav pişirilir ve büyüye uğrayan kimseye yedirilir.
16. Leylek yuvasından çalı çırpı alınıp kaynayan suya atılır. Bu su ile yıkanılır.
17. Demir tortusu kaynar suya atılıp bu su ile yıkanılır.
18.Kırlangıç pisliği kahvenin üzerine ekilerek büyüye uğrayan kimseye verilir.
19. Ten fanilası veya iç gömleği ters giyilir…
Sayfa 285 - Doğan Kitap
Halkın İslamı
Geleneksel Osmanlı mahalle yaşamı içinde, insanların yaşantılarını âdetler ve görenekler düzenlerdi. Osmanlı batıl inanç sisteminin merkezinde de büyüler yer alırdı. Sevgiliyi kendine çekmek ya da bir başkasından ayırmak, popüler büyülerin en genel konusuydu. Bunun aksine insanları birbirinden ayırmak, soğutmak için de büyüler yapılırdı. Erkekler de kadınlar da büyücü ye gidip büyü yaptırabilirlerdi. Büyü, Osmanlı toplumunun hemen her kesiminde her iki cinsin de ortak olarak yaptıkları eylemler arasında yer alırdı. Evlenen erkeğe ya da geline gerdeğe girmemesi için yapılan büyüler, cinayetlere bile neden olabilirdi. Korunmak için yapılan büyüler de vardı, bunların en yaygını düşman saldırısına, silaha karşı kullanılmış olanlarıydı. Yaygın kabul görmüş bir Osmanlı inanışına göre, büyü ile korunan, yani efsunlanan insana silah etki etmezdi. Düşman saldırısına karşı korunmak için kendine büyü yaptırmak, korunmak için üflenmek, yalnız köylerde değil şehirlerde de yaygın kabul görmüş bir gelenektir. Özellikle İstanbul kabadayılarının çoğunluğu muska veya hamail taşır, böylece rakiplerinin silahlarının etkisinden korunmuş olacaklarını sanırdı. Büyülerin sonucu başarılı olsun veya olmasın, büyü kavramının ve büyücünün, muskacının popülerliği asla bozulmamıştır. Muskacı, çoğunlukla resmi dinin temsilcisi olmuştur, çünkü özellikle cahil kırsal kesimlerde ayetleri okumayı bilen de, hangi duanın hangi hastalığın devası olduğunu bilen de odur.
Sayfa 218 - Doğan Kitap