Yazarın, tarihçilikten tamamen uzaklaşarak hislerini yazdığı bir kitap olmuş. Özellikle Hürrem Sultanı aklayabilmek adına çok çaba sarfedildiği gözlemlenebiliyor.
"Tarihçilerin geneli erkek olduğu için Hürrem Sultanı anlayamadılar ve ondan Hürrem Sultanı suçluyorlar " cümlesinden sonra kitabı okumayı neredeyse bırakacaktım.
Kardeş katli sadece kitabın bir kısmı; yazar farklı farklı alakasız konuları ardı arkasına yazmış. Konu bütünlüğü yok. Kesinlikle beğenmedim. Popülist bir kitap diyebilirim. Tamamıyla öznel bilimsel tarihten uzak.
Yazar Yavuz BAHADIROĞLU'nun bundan sonra hiçbir kitabını okumayı da düşünmüyorum.
Sultan II. Selim iyi bir şairdi. Şiirlerinde "Talibi" takma adını kullanırdı. Bir divanı vardır.
Yahya Kemal'in; "Bir beyti bir de câmi-i mâmûru var" diye övdüğü Sultan II. Selim'in, "Biz bülbül-i muhrık-ı dem-i şekvâ-yı firâkiz/ Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden" "Ayrılığın şikâyetinin yakıcı demlerinin adamlarıyız biz / Sabah rüzgârı ateş kesilir, gülistanımızdan geçse" beyti, bütün Türk şiirinin en güzel beyitlerinden biri sayılmaktadır.
İstanbul'da Ayasofya avlusundaki türbesinde yatıyor.
Bu bir baht imtihanıdır. Taht ve baht her daim iç işe gelmiştir.
Kendisi tek şehzade olarak tahtın mutlak varisidir. Bu yüzden baht imtihanına girmeyecek, kardeşleriyle çekişmek zorunda kalmayacaktır…
Ya kendi çocukları?
Annesinin yanında uyuyan masumiyet?
Olacak kardeşleri?
İçi ürperiyor ve düşüncelere dalıyor.
"Dedem o Kanunname'yi yapmasa mıydı?
'Evlâdımdan her kimesneye saltanat müyesser ola, karındaşlarun nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdur; ekser ulemâ dahi tecviz et-mişlerdur. Anınla âmil olalar!' demese miydi?"
Dans yeni yeni Fransa'da yayılmaya başlamış, bunu duyan Kanuni "rezalet" diye yerinden fırladığı gibi, Fransa kralına şu mealde (1) bir kesin uyarı göndermiştir:
"İşittim ki, memleketimizde kadın ve erkeklerin dans adı altında birbirlerine sarılmak suretiyle halk önünde ahlak ve hayâya mugayir davrandıkları süflî bir eğlence icat edilmiş. Bu rezaletin hudut olmamız dolayısıyla memleketime sirayeti ihtimali vardır. Bu itibarla name- yi hümâyûnum (mektubum) elinize ulaşır ulaşmaz, derhal bu rezalete son verile! Aksi halde bizzat gelip o rezaleti kaldırmaya muktedirim."
Tarihçi Hammer, bu mektup üzerine dansın tam yüz yıl yasaklandığını kaydediyor.
(1) Kitapta yazım yanlışı olarak "melalde" yazıyor. Doğrusu düzelttiğim gibi "mealde" olacak.
Tarihi bilgisi tartışılamaz bir yazar. Tarihi bilgisinin üzerine bir de Osmanlı hayranlığı eklenince, kalemi daha da kuvvetli. Objektif bir yazar olmadığını düşünüyorum. Kitabında da sıklıkla, savunmalar var.
Hürrem Sultan ile ilgili yazdığı bir çok şeye katılmıyorum. Sevimli gösterebilmek için sıklıkla yaptığı şeylerden bahsedilmiş. O zamanın