Byung Chul Han okumalarına nihayet başladım. Kitapları kısa olmasına rağmen, düşünce yapısı olarak hacimli olduğunu düşünüyorum. Alelade bir okuma yapmanıza müsaade etmiyor. Sık sık düşünmeye sevk ediyor okuyucusunu. Günümüz insanına ayna tutuyor. Bakmak ile görmek, düşünmek ile tahlil etmek, arzulamak ile istemek arasındaki farkı göstermeye çalışıyor. Byung Chul Han'ı okumak sanırım biraz yetkinlik istiyor.
Ötekini Kovmak kitabıyla narsist insanın dünyasına giriyoruz. Okurken çok sevdiğim roman karakterleri geldi aklıma. Zaten bazılarına değiniyor. Camus'un Mersault'u kendisine yabancılaşan birey olarak en çok verilen örnektir. Ama benim asıl aklıma gelen Jean Paul Sartre'nin "Akıl Çağı" kitabındaki Mathieu karakteri oldu. Onun sorumluluktan kaçarken arzuladığı özgürlüğün aslında bir hiç uğruna olduğunu anlaması ve bununla başa çıkmasının hikayesi. Sanırım aşağıda paylaşacağım alıntı kitap için kapak yazısı olacak nitelikte.
"Savunulacak bir şeyim yok. Yaşayışımla övünecek halde değilim, param da yok. Özgürüm. O da beni boğuyor. İşte yıllar var ki, bir hiç uğruna özgürüm. Bir inanç uğruna bir tekme savurup onu cehenneme yollama arzusuyla kıvranıyorum."