Dostoyevski'nin kuşku yok ki çok büyük eserleri var. Onları okumak onun edebi yeteneklerini görmek için iyi fırsatlar tanıyor. Lakin Dostoyevski'nin yazdığı ve kimi zaman tutmayan ,kimi zaman kıyıda köşede kalan ,kimi zaman olağanüstü güzel ama PR açısından yetersiz her eserini okudukça asıl Dostoyevski'nin ne kadar büyük bir yazar olduğunu anlıyor insan.
İletişim Yayınlarının Ergin Altay çevirisiyle derlediği 14 öyküden oluşan Öyküler kitabını incelemeye çalıştım.
#dostoyevski #inceleme #öyküler
youtu.be/9c6bzqlId4k
"Hem biliyor musunuz, biliyor musunuz ki, ne yazarsanız yazın, ortaya neler dökerseniz dökün, sanat eserinizde neler belirtirseniz belirtin, hiçbir zaman gerçeğe ulaşamazsınız. Nasıl anlatırsanız anlatın, kesinlikle gerçeklerden zayıf olacaktır. Eserinizde olaya, tam gerçekte olduğu ağırlığıyla ulaştığınızı, en can alıcı yerini yakaladığınızı sanırsınız. Hayır, hiç de öyle değildir! Gerçek aynı anda, aklınıza bile getiremediğiniz, gözleminizin ve hayal gücünüzün yaratamadığı her şeyin çok daha üstünde bambaşka bir yüzünü gösterir size!"
Sayfa 359 - İki İntihar Öyküsünden alıntıKitabı okudu
Eh, gururlu olsun varsın! Ben de gururlu insanları severim zaten. Gururlu insanlar özellikle daha iyidirler, yeter ki... onlardan üstün olduğundan kuşkun olmasın. Öyle değil mi?
Şöyle bir düşünceye ne buyurulur iyi bir insanım, bundan ötürü seviyorlar beni. Beni seviyorlar, öyleyse güven duyuyorlar bana. Güven duyuyorlar, demek ki inanıyorlar; inandıklarına göre seviyorlar...
“Karıncaların yuvasını bozun, hemen onarmaya koyulurlar onu. Yine bozun, yine onarırlar. Kaç kez bozarsanız bozun yılmazlar. Her şeye yeniden başlarlar.”
karıncaların yuvasını bozun, hemen onarmaya koyulurlar onu. gene bozun, gene onarırlar. kaç kez bozarsanız bozun, yılmazlar. her şeye yeniden başlarlar...