Erich Fromm
Faik Öcal, yazdı. Özgürlük Dosyası: Erich Fromm’a Göre Özgürlükten Kaçış Değerlendirmesini linke tıklayarak web sitemizden okuyabilirsiniz. kitaphaber.com.tr/ozgurluk-dosyas...
Çocuk büyüdükçe ve asal bağlar koparıldığı ölçüde, bir özgürlük ve bağımsızlık arayışı geliştirir. Ama ancak bu gelişen bireyleşme sürecindeki diyalektik niteliği kavrarsak bu arayışın kaderini tam olarak anlayabiliriz.
Değişmez bir insan doğası diye bir şey olmamasına karşın, insan doğasını sonsuz değişkenlikle şekil verilebilir olarak ve kendisine ait ruhsal bir dinamizm geliştirmeksizin kendini her türden koşula uyarlama yetisine sahip olarak değerlendiremeyiz.
Freud için, kendi kültürünün bireyi "insan" ı temsil ediyordu ve çağdaş toplumdaki insana özgü olan tutku ve kaygılar, kökleri insanın biyolojik yapılanışında yatan ölümsüz güçlerdi.
Ne var ki uzun ve özü gereği kesintisiz olan özgürlük savaşlarında bir dönemde baskıya karşı özgürlüğü savunan sınıflar, zafer kazanıldıktan ve savunulacak yeni ayrıcalıklar oluştuktan sonra özgürlük düşmanlarının saflarına katılmışlardır.
Bireyleşme süreci, bireysel kişiliğin gücünün ve bütünleşmenin artması sürecidir, ama bu ayrıca başkalarıyla olan özgün (ilk) özdeşleşmenin yitirildiği ve çocuğun insanlardan daha çok ayrıldığı bir süreçtir de. Bu artan ayrılık, terk edilmişlik niteliğine sahip olan bir yalıtımla sonuçlanabilir ve yoğun kaygı ve güvensizlik yaratabilir; ancak eğer çocuk dünyaya yönelik bu yeni ilgililik türü için bir önkoşul olan içsel güç ve üretkenlik geliştirmeyi başarabilmişse, söz konusu ayrılık başkalarıyla kurulacak yeni bir tür yakınlık ve dayanışmayla sonuçlanabilir.
Sayfa 39 - Bireyin Ortaya Çıkışı ve Özgürlüğün İçerdiği Belirsizlik
...insanı özünde insanca olan bir sorunla karşı karşıya bırakır: Kendinin, doğadan ve başkalarından farklı birisi olarak ayrımında olması, ölümün, hastalığın, yaşlanmanın -çok bulanık bir şekilde de olsa- farkında olması nedeniyle, evrenle ve "o" olmayan diğer bütün insanlarla karşılaştırıldığında zorunluluk gereği kendi önemsizliğini ve küçüklüğünü hissetmesi. Bir yere ait olmadığı, yaşamı bir anlam ve yönelime sahip olmadığı sürece, kendini bir toz zerreceği gibi hissedecek ve bu bireysel önemsizliğin altında ezilecektir. Kendisi ile yaşamına bir anlam ve yön verecek herhangi bir sistem arasında bir ilişki kuramaz; kuşkuyla dolar ve bu kuşku da sonunda onun edimde bulunma -yani, yaşama- yetisini felç eder.
İnsanın doğası, tutkuları, kaygıları, kültürel bir üründür; aslına bakılırsa, kayıtlarına tarih dediğimiz kesintisiz insan çabasının en önemli yaratımı ve başarısı, insanın kendisidir.
Boyun eğme her zaman için açık otoriteye mi yöneliktir, yoksa yükümlülük ya da bilinç gibi içselleştirilmiş otoritelere, içsel zorlanımlara ya da kamuoyu gibi isimsiz otoritelere yönelik bir boyun eğme de var mıdır?
Bir insan deneyimi olarak özgürlük nedir? Özgürlük arzusu insan doğasında yapısal olan bir şey midir? Bu, bir insanın içinde yaşadığı kültür ne türden olursa olsun özdeş bir deneyim midir, yoksa belli bir toplumda ulaşılan bireycilik derecesine göre farklılık gösteren bir şey midir? Özgürlük sadece dışsal baskının yokluğu mudur, yoksa ayrıca başka bir şeyin de varlığı mıdır; ve eğer böyleyse, neyin varlığıdır? Özgürlük savaşına yol açan toplumsal ve ekonomik etkenler nelerdir? Özgürlük, insan için taşıyamayacağı kadar ağır bir yüke, kaçmaya çalışacağı bir şeye dönüşebilir mi? Öyleyse neden özgürlük birçokları için arzuyla beslenen bir amaç, bazıları için de bir tehdittir?
Birçok kişi Birinci Dünya Savaşını son kavga ve bitmesini de özgürlüğün nihai zaferi olarak değerlendirmiştir. Var olan demokrasiler güçlenmiş gibi gözükmüş ve eski monarşilerin yerini yeni demokrasiler almıştır. Ama sadece birkaç yıl sonra, insanların yüzyılların savaşımıyla kazandıklarına inandıkları her şeyi reddeden yeni sistemler ortaya çıkmıştır. İnsanın toplumsal ve kişisel yaşamının tamamı üzerinde etkili bir yönetim gücüne sahip olan bu yeni sistemlerin özü, bir avuç insanın dışında herkesin, üzerinde hiçbir denetime sahip olamadıkları bir otoriteye boyun eğmelerinden oluşuyordu.