Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgürlükten Kaçış

Erich Fromm

En Eski Özgürlükten Kaçış Gönderileri

En Eski Özgürlükten Kaçış kitaplarını, en eski Özgürlükten Kaçış sözleri ve alıntılarını, en eski Özgürlükten Kaçış yazarlarını, en eski Özgürlükten Kaçış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tek kelimeyle, kapitalizm, insanı geleneksel bağlarından koparmakla kalmamış, olumlu özgürlüğün artmasına, etkin, eleştirel, sorumlu kişinin gelişmesine çok büyük katkılarda bulunmuştu. Ancak, kapitalizm, özgürlüğün artması sürecine bu yönde bir etkide bulunurken, aynı zamanda bireyi daha yalnız, daha soyutlanmış hale getirdi, onda bir önemsizlik, güçsüzlük duygusu yeşertti.
Luther ve Calvin, insanı, ruhsal olarak çağdaş toplumda oynayacağı role hazırlıyordu: Yani kişi, kendi beninin önemsiz olduğunu hissedecek, yaşamını yalnız ve yalnız kendisine ait olmayan amaçlar uğruna ayaklar altına sermeye hazır olacaktı, insan, ne adaleti ne de sevgiyi temsil etmeyen bir Tanrının zaferi için bir araç olmayı kabullendikten sonra, ekonomik çarkın — ve daha sonra da bir "Führer"in— uşağı olma rolünü kabul etmeye yeterince hazır demekti.
Reklam
Bireyin içinde kaybolduğu kentlerin büyüklüğü, dağlar kadar yüksek olan binalar, radyodan gelen sürekli ses bombardımanı, günde üç kez değişen ve insana neyin önemli olduğu konusunda karar verme fırsatı tanımayan gazete başlıkları, bireyi ortadan kaldırmak için saat gibi şaşmaz bir tempoyla yeteneklerini sergileyen, pürüzsüz çalışan güçlü bir makina gibi hareket eden yüz kızın rol aldığı şovlar, cazın bangır bangır kafalara inen ritmi — bütün bunlar ve daha birçok ayrıntı, denetlenemez boyutlarıyla bireyi içine aldığında, ona bu bütünün minicik bir zerresiymiş duygusunu veren bir yıldızlar kümesini andırır. Bireyin elinden gelen tek şey, taburda bir asker ya da fabrikada yürüyen bantın başında görevli bir işçi gibi, olan bitene ayak uydurmaktır. Edimde bulunabilir, ama bağımsızlık, önemlilik duyguları çekip gitmiştir. ... bireyin böyle bir duruma düşeceği, on dokuzuncu yüzyılın ileri görüşlü düşünürlerince öngörülmüştü bile. Kierkegaard, kuşkuların verdiği acıyla kıvranan, yalnızlık ve önemsizlik duygularıyla ezilmiş çaresiz bireyi betimlemekteydi. Nietzsche, Nazizmde ortaya çıkan hiççiliğin yaklaşmakta olduğunu öngörmüş, ve gerçeklikte gördüğü önemsiz, yönsüz bireyi yadsıyan bir "üstüninsan" tablosu çizmişti.
“Sevgi, eşitlik ve özgürlük temeline dayanır. Eğer taraflardan birinin boyun eğmesi ve bütünselliğini yitirmesi temeline dayanıyorsa, ilişki nasıl ussallaştırılırsa ussallaştırılsın, mazoşist bir bağımlılıktır.” (
Sayfa 135
“İnsan doğası ne biyolojik olarak önceden saptanmış ve doğuştan gelen itkiler toplamıdır, ne de kendisini güzel güzel uyarladığı kültür kalıplarının ölü bir gölgesidir; insan doğası, insan evriminin ürünüdür...”
Erich Fromm
Erich Fromm
Özgürlükten Kaçış
Özgürlükten Kaçış
“Bir öğreti ne kadar mantıksız olursa olsun, toplum tarafından kabul edilerek güç kazandığı zaman, milyonlarca insan kendilerini dışlanmış ve izole edilmiş hissetmektense, ona inanmayı tercih edecektir.”
Reklam
Tepe üstü fırlatıldığımız yanılsamalar kaosu içinde doğru gibi gözüken bir şey var: sevgi. Geriye kalan her şey hiçliktir, boş bir bosluktur. Dev, karanlık, dipsiz bir kuyudan içeri bakıyoruz ve korkuyoruz.
Sayfa 130
Robotlaşan insanın çaresizliği, faşizmin siyasal amaçları için verimli bir topraktır.
Sayfa 238
Ne var ki düşüncelerimizi dile getirme hakkı, sadece eğer kendimize ait düşüncelere sahip olabilme yetisine sahipsek bir anlam kazanır.
Sayfa 224
Yine de sanatçı hassas bir konuma sahiptir, çünkü sadece başarılı olan sanatçıların kendiliğindenliği(özgünlük) ve bireyselliği saygı uyandırır; eğer sanatçı sanatını satma konusunda başarılı değilse, çağdaşları için bir huysuz, bir "nevrotik" olarak kalır. Bu bağlamda sanatçı, tarih boyunca devrimcilerin konumuna benzer bir konumdadır. Başarılı devrimci bir devlet adamı, başarısız olanı ise bir suçludur.
Sayfa 242
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.