Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pazartesi Öyküleri-1

Alphonse Daudet

En Yeni Pazartesi Öyküleri-1 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Pazartesi Öyküleri-1 sözleri ve alıntılarını, en yeni Pazartesi Öyküleri-1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözcükler her zaman bildirdikleri şeylerden çok daha şiirseldir.
Sayfa 129
"Hiç yalnız kalamamak, hep kalabalık içinde yaşamak, ne korkunç işkence!"
Reklam
COLMAR YARGICININ GÖZÜNE GÖRÜNENLER
Mezarlığın bir başından öbür başına dek herkes gülüyor, herkes böğürlerini tuta tuta kahkahayı atıyor ve bu kaba Prusya neşesi, ölünün, sonsuza dek sürecek bir aşağılanmanın ağırlığı altında ezilerek, utancından ağladığı mahzende bile çın çın ötüyor...
Sayfa 30
Hiç yalnız kalamamak, hep kalabalık içinde yaşamak, ne korkunç işkence!
Sayfa 170Kitabı okudu
küçük pastacı, itişip kakışmalardan yuvarlanmamak için epeyce zorluk çekti; ama o, tepsisiyle öyle çok buz üstünde kaymış ve yaya kaldırımı üzerinde öyle çok kaydırak oynamıştı ki, poğaçalar korktuklarıyla kaldılar.
Sayfa 162Kitabı okudu
Kimileyin, geceleleri kervansarayın büyük kapısı ardına kadar açılır ve avluda atlar eşinirdi. Çevreden bir ağa, karılarından içi sıkılarak, batı yaşamına şöyle bir girmeye, Rumilerin piyanosunu dinlemeye ve Fransız şarabı içmeye gelirdi. Muhammet, Kuranında şarabın tek damlası haramdır demiş, ama her şeyi kitabına uydurmak kolay. Ağa, kadehine şarap kondukça, içmeden önce, parmağının ucuyla bir damlasını alır, pek ciddi bir edayla şöyle bir silker ve bu haram damla atılınca, kalanını gönül erinciyle içerdi.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Yemek faslı bitip de sofra kaldırılınca, yirmi yıldan beri orada uyuyup duran eski bir piyano açılır ve Fransız şarkıları söylenir ya da herhangi bir Lauterbach havasıyla, palaskasına kılıç meşini asılı bir genç Werther, matmazel Schontz ile şöyle bir boy vals yapardı. Bu biraz gürültülü asker neşesi içinde, kordonların, kocaman kılıçların ve küçücük kadehlerin şıkırtısı arasında, bu baygın müziğin, valsin burgacına kapılmış, tempoyla çarpan bu iki yürekten, son notayla ölen bu sonsuz aşk yeminlerinden daha güzel ne olabilir?
Sayfa 131Kitabı okudu
Anımsıyorum, kervansarayın kapısındaki eski kuyu bu gün batımı pırıltılarına öyle bürünürdü ki, aşınmış bilezik taşı pembe mermere dönerdi; kova kuyudan alev çıkarır, ipten ateş damlaları dökülürdü.
Sayfa 130Kitabı okudu
Sözcükler her zaman bildirdikleri şeylerden çok daha şiirseldir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Daha çarpışma akşamı, albayı kendisine: -Bayrak sende, öyle mi arkadaş? Peki, öyleyse hep sende kalsın! demişti. Alayın kantincisi kadın, yağmur ve ateş yemiş zavallı sefer kaputunun üstüne, hemen bir teğmen şeridi teyelleyiverdi. Aşağılık koşullarda geçmiş bütün bir yaşamının biricik övüncü, bu oldu. Daha o anda, yaşlı erin beli doğruldu. Kambur kambur, gözler yerde yürümeye alışık olan bu zavallı insanın yüzünde bir gurur parladı; bakışları, bez parçasının dalgalandığını görmek ve onu dimdik, yükseklerde, ölümün, hayınlığın ve bozgunun üstünde tutmak için, hep yukarıya dikildi.
Sayfa 110Kitabı okudu
185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.