Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Popüler Science Türkiye - Sayı 132

Popular Science Türkiye Dergisi

Popüler Science Türkiye - Sayı 132 Sözleri ve Alıntıları

Popüler Science Türkiye - Sayı 132 sözleri ve alıntılarını, Popüler Science Türkiye - Sayı 132 kitap alıntılarını, Popüler Science Türkiye - Sayı 132 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
YAŞAMIN KAYNAĞI OLABİLECEK YENİ BİR PROTEİN ADAYI
Bilim insanları, Dünya'da prebiyotik kimyadan biyolojiye geçişin meydana gelmesinde rol oynayan süreçleri anlamak için yürüttükleri çalışmada, "Nickelback" olarak adlandırdıkları, on üç aminoasitle birbirine bağlanmış iki nikel atomundan oluşan bir protein keşfettiklerini duyurdu. Yaşamı ortaya çıkaran kimyasal reaksiyonlara ve metabolizmaya enerji verecek hidrojen gazı üretebilmesi yönünden katkı sağlayabileceği düşünülen bu proteinin hem son derece stabil, hem de aktif olmasıyla da öne çıktığı belirtiliyor. Dünya'nın erken dönem b okyanuslarında nikelin yoğun miktarda bulunması ve erken atmosferin de hidrojen açısından zengin olması, bu proteinin o dönem koşullarındaki rolünü destekleyen kanıtlar olarak gösteriliyor. NASA'nın; ilerleyen dönemlerde bu proteini Dünya dışı yaşam arayışlarında kullandığı biyoimzalar arasına ekleyerek yaşam oluşabilecek gezegenleri tespit etmekte kullanabileceği söyleniyor.
Reklam
Einstein'a göre uzay-zaman, madde ve enerji tarafından bükülüyor ancak kuantum fiziği madde ve enerjinin aynı anda birden fazla durumda var olduğunu söylüyor. Yani hem burada hem de orada olabiliyorlar. "Peki kütle çekimi alanı nerede?" diye soruyor Hossenfelder. "Kimsenin bu soruya bir cevabı yok. Bu biraz utanç verici." diyor.
Gen Nedir ?
Bir gen, hücrelerimizin protein yapmasını sağlayan talimatların harflerle kodlandığı bir DNA parçasıdır. Genler farklı uzunluklarda olabiliyor. Bir gen sadece birkaç yüz veya birkaç bin DNA harfi uzunluğunda olabilir, ancak bazı genler çok daha uzundur. DNA'mızın bütününe baktığımızda, sadece yüzde birinin genlerden meydana geldiğini görüyoruz. Geri kalanını, biz ne işe yaradığını anlamadan önce "gereksiz DNA" olarak adlandırıyorduk. Artık bu geriye kalan malzemenin başka bilgiler de içerdiğini anlıyoruz. Örneğin belirli bir gene ne zaman protein üretmesi gerektiğini söyleyen bilgiler içerebiliyor. Tüm hücrelerimizde tüm genlerimiz bulunuyor. Retinada gerçekten önemli olan bir proteini yapan bir gen olabilir; ancak örneğin dilimizde bu proteine ihtiyaç bulunmuyor. Bu yüzden DNA'nın içinde o gene "Retinada isen bu proteini yapmanı ama dilde isen yapmamanı istiyorum" diyebilecek talimatlar bulunuyor.
ESNET VE GÜÇLENDİR
Amerikan Spor Hekimliği Koleji ve Amerikan Kalp Derneği, " fiziksel bağımsızlık ve sağlığın korunması için haftada en az iki gün kas güçlendirme ve esneklik aktiviteleri yapılmalı. " diyor.
Sayı 132Kitabı okudu
Uzun Uyu , Güçlü Ol
Neden ? Uyku bozukluğuna yol açan fizyolojik sorunların çoğu hormonlardan kaynaklanıyor. İnsan büyüme hormonunu (HGH) ele alalım. Bu hormon, karaciğeri ve diğer dokuları "insülin benzeri büyüme faktörü 1" adı verilen bir protein üretmeleri için uyararak kasları onarıyor. Uyku eksikliği HGH üretiminde eksikliğe ve kısıtlı kas büyümesine neden oluyor. Alkolün HGH salgılanmasını durdurduğu uzun zamandır biliniyor. 1980 yılında yapılan bir araştırma alkolün HGH salgılanmasını yüzde 25 oranında azalttığını gösterdi. Halson, "Uyku, yeme davranışını kontrol eden hormonları etkileyerek yeme alışkanlıklarınızı da düzenliyor." diye ekliyor. Örneğin, ghrelin adı verilen bir hormon üst seviyesinin yükselmesi, vücuda yemeye başlama zamanının geldiğini söylerken, leptin hormonunun seviyesinin yükselmesi, size artık tok olduğunuzu söylüyor. Journal Of Sleep Research dergisinde yayımlanan Almanya'da gerçekleştirilmiş bir araştırma, sadece bir gece uykusuz kalmanın ghrelin seviyelerini önemli ölçüde yükselttiğini ve yorgun olduğunuzda neden çılgın gibi yemek istediğinizi açıkladığını gösterdi. Aynı araştırmada ayrıca iki gece ya da daha fazla uykusuz kalmanın leptin seviyelerini düşürdüğü de tespit edildi.
Reklam
Marvel filmlerinden Thor rolüyle tanınan ünlü aktör Chris Hemsworth, geçtiğimiz günlerde yaptırdığı bir genetik testte Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin yüksek olduğu ortaya çıktığı için sinema dünyasına ara vermeye karar verdiğini açıkladı.
Kaos teorisi, kuantum teorisi ile termodinamik arasında nasıl aracılık ediyor?
Tek bir parçacığın sıcaklığı bulunmuyor. Belirli bir enerjisi veya belirli bir hızı var; ancak bunu sıcaklığa çevirmek mümkün değil. İyi tanımlanmış bir sıcaklık, yalnızca birçok parçacığın rastgele hız dağılımlarıyla uğraşırken ortaya çıkıyor. Kuantum fiziğinin yasalarından termodinamiğin yasalarının çıkması mümkün mü? Bu, son yıllarda giderek daha fazla ilgi çeken bir konu. Viyana Üniversitesinde bu soruya bilgisayar simülasyonları ile yanıt aranıyor ve simülasyonlar, kaosun çok önemli bir rol oynadığını gösteriyor: Sadece kaosun hâkim olduğu yerlerde termodinamiğin iyi bilinen kuralları, kuantum fiziğini izliyor.
Uzay zamanın yerine ne koyabiliriz?
# Sicim teorisi Elektronlar gibi temel parçacıklar on uzamsal boyut (artı bir zaman boyutu) boyunca titreşen küçük sicimlerden oluşuyor. Bu resim, kuantum teorisi ve genel göreliliği birleştirirken hesaplamalarda sonsuzluk gibi sonuçların çıkmasından kaçınabiliyor ancak şu anda test edilemiyor. # Döngü Kuantum Kütle Çekimi Uzay-zaman pürüzsüz bir doku değil, bunun yerine küçük dikişlerden meydana gelen bir ağdan oluşuyor. Bu durumu, uzak evrendeki gama ışını patlamalarından (GRB) bize ulaşan ışığa bakarak potansiyel olarak test etmek mümkün. # Modüler uzay-zaman Uzay-zaman sadece üzerinde oyuncuların olduğu bir sahne. Başka bir deyişle, nesneler arasındaki etkileşimler uzay-zamanı yaratıyor. Bu düşünce potansiyel olarak yerel olmama ve kuantum dolanıklık tuhaflıklarını açıklayabiliyor. # Süper kütle çekimi Genel görelilik ile süpersimetri adı verilen popüler ancak kanıtlanmamış bir teorinin birleşimi. Aynı zamanda karanlık maddeyi açıklamak için önde gelen bir aday. # Nedensellik seti teorisi Uzay-zaman sürekli bir doku değil ancak geçmiş ve gelecek arasında bağlantı olan bölgelere dayalı bir yapıya sahip. Bu teori, David Malament ve Rafael Sorkin'in çalışmalarına dayanıyor.
Bir Gergedan Üretmek
Araştırmacılar, deri hücrelerinin kök hücrelere dönüşecek şekilde yeniden programlanabileceğini ve daha sonra olgunlaşmamış sperm veya yumurta hücrelerine dönüştürülebileceğini keşfetti. 1. Gergedandan bir biyopsi örneği alınıyor. Örnek, fibroblast adı verilen bağ doku hücrelerini içeriyor. Bu hücreler kültür ortamında büyütülüyor. 2. Anahtar genler eklenerek deri hücreler "indüklenmiş pluripotent kök hücrelere" dönüştürülüyor. Bunlar, diğer birçok hücre tipini üretme potansiyeline sahip. 3. Kültüre alınan kök hücreler yumurta ve spermlerin öncü hücrelerine dönüşüyor. Bu küçük, olgunlaşmamış hücreler hâlâ çift kromozom seti içeriyor (olgun yumurta ve sperm, sadece tek bir kromozom setine sahip). 4. Yumurtalar ve spermler olgunlaştıklarında tamamen işlevsel, eşeysel hücreler oluşturarak IVF ve diğer yardımcı üreme teknolojileri için kullanılabilecekler.
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.