*Raşomon
Kyoto' da yaklaşık 4-5 gün önce işten çıkarılan uşak, yağmurun dinmesini yıkılmaya yüz tutmuş Raşomon' un altında bekliyordu. Daha doğrusu beklemekten başka bir seçeneği yoktu. Bu sırada kafasındaki sorularla boğuşuyordu "Açlıktan ölmek mi yoksa haydutluk yapmak mı?"...
*Korulukta
İşlenen bir suçun birçok kişiden farklı farklı anlatılmasını okuyoruz, tabi hangisine inanacağımız bizim tercihimize bırakılmış.
*Kappa
Sonrasında (bence) en etkileyici öykü 23 numaralı adamın öyküsü, şizofren bir adamın kappalar hakkında anlattığı ilginç bir hikaye.
Kappalar bize olağanca benzerken bir o kadar da farklılar. Bizim ciddiye aldığımız çoğu şey onlar için tam bir komedi ancak onların ciddi olduğu şeyler bize absürt geliyor.
Mesela doğacak olan bebeklerin kararı soruluyor, ufak bir hakaretle (kendilerine kurbağa denmesi gibi) sinirleri yıpranıp ölebiliyorlar -oysa bizim dünyamızda günlük hayatta bile sinirlerimiz ne kadar yıpranıyor-.
İsçi kanunları da kappaların kendi gibi bir hayli ilginç. Hızla gelişen sanayi, işçilere ihtiyacı azaltıyor. Bu yüzden hepsi öldürülüyor hatta etleri de yeniliyor. Kappalarda işçilerin de kabul ettiği bir kanun bu.
"Bir bakıma devlet, açlıktan ölme ya da intihar gibi sıkıntıları engelliyor..."
buna karşı çıkacak 23 numaralı adamsa şu cevabı alıyor,
"Şaka yapıyor olmalısın (...) sizin ülkenizde işçi sınıfından ailelerin kızları fahişe olmuyor mu? Fabrika işçilerinin etini yemeyi böyle aşağılaman aşırı duygusallık sadece."
-içinde kısa kısa ve ilginç hikayeler bulunduran kitap akıcılığıyla kendini okutup farklı bir dünyayı anlatıyor.-