İnsanın yaşamı Tanrı'nın ne garip bir cilvesidir. Gizli ve çeşitli bir takım nedenlerle insanın hissi, nasıl ve çabuk değişiveriyor. Bugün sevdiğimiz işten yarın nefret ediyoruz. Bugün arkasından koştuğumuz şeyden yarın kaçıyoruz. Bugün istediğimiz şeyden yarın çekiniyoruz. Hatta korkusundan titriyoruz.
Bunu yalnız Tanrı'nın vermediği şeyleri düşündükleri ve istedikleri için, Tanrı'nın verdiği şeylerden yararlanmayı bilmeyen ve kalpleri memnun olmayanlara söylüyorum. Yoksun olduğumuz şeyler yüzünden biz de meydana gelen memnuniyetsizlik elimizdeki şeylerle yetinmemekten ileri geliyor gibi görünüyor.
Cenab-ı Hakk'ın bana alçak gönüllülükle, insanlar arasında serbest olduğum ve dünyanın bütün zevkleri içinde bulunduğum zamandan daha fazla, bu yalnızlıkta mutlu olabilme imkanını tamamı ile göstermesinden ve varlığı ile insanlara olan ihtiyacımı ve yalnızlığımın eksikliğini doldursun ve doğru yolda ruhuma ilhamları ile cesaret vererek ve yardım ederek dünyada iyiliğime, ahirette de bedenimi onun sonsuz güç ve kudretini beklemeye yönlendirmesinden dolayı dualar ettim.
Bir sabah olabildiğince hüzünlüydüm. Kutsal kitabı açtım, şu kelimelere rastladım: "Seni asla, ne terk edeceğim, ne de unutacağım." Hemen aklıma bu sözlerin benim için söylenmiş olduğu geldi.