Kitabın her sayfasını gözümle tarayıp Tanrı, köle, Cuma gibi kendimce önemli gördüğüm kelimelerin bulunduğu cümleleri okuyup zorla bitirdim. :) Yıllarca konusuna ve karakterlerine kulaklarım aşina olduğu için tek beklentim dünya klasiklerinde olan muazzam anlatımdı ama maalesef bulamadım. Çok kuru, heyecandan uzak ve birbirinin tekrarı olan ifadelerden ibaretti. Crusoe'un Tanrı'ya bakış açısını, ırkçılığı, köleliği ve hayatta kalma mücadelesini anlatıyordu ama o kadar sıkıcıydı ki... 18.yy İngiliz edebiyatının örneği olan bu kitap dünyaya "Issız bir adaya düşsen yanına 3 şey ne alırsın?" sorusunu kazandırmaktan başka bir fayda sağlamamış diye düşünüyorum.