Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Romancının Romanı

J. M. Coetzee

En Eski Romancının Romanı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Romancının Romanı sözleri ve alıntılarını, en eski Romancının Romanı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Bir zamanlar biliyorduk. Metin bize, ' Masada bir bardak su var', dediğinde, gerçekten de bir masa ve üstünde bir bardak su olurdu, onları görmek için tüm yapmamız gereken metnin söz-aynasına bakmaktı. Ama bütün bunlar sona erdi. Söz-ayna, öyle görünüyor ki, kırılıp paramparça oldu ve asla tamir edilemeyecek. Salonda gerçekte ne olup bittiğiyle ilgili, tıpkı benim gibi siz de tahmin yürütebilirsiniz; insanlarla insanlar, insanlarla maymunlar, maymunlarla insanlar, maymunlarla maymunlar. Belki de salonun kendisi bir hayvanat bahçesi. Sayfadaki sözler artık yoklamada birer birer ayağa kalkmayacak, 'Ne anlama geliyorsam o anlama geliyorum' demeyecekler. Şöminenin üstündeki rafta, Kutsal Kitap'la Shakespeare'ler arasında duran sözlük-ki dindar Romalıların evlerinde hanenin tanrıları dururdu oralarda- şimdi sayısız şifre kitabından biri oldu...
Sayfa 31 - Bu alıntıda kitabın baş karakteri Elizabeth Costello'nun ödül töreninde yaptığı konuşmadan bir kısım var. Costello bu ödül töreninde gerçekliğin ne olduğu konusunda konuşurken sözlerine Kafka'nın Akademiye Bir Rapor adlı hikâyesinden bahsederek başlıyor.Kitabı yarım bıraktı
Bir kere başlangıç diye bir sorunumuz var, yani nasıl edip de, şu bulunduğumuz yerden, ki burası da henüz hiçbir yer, karşı kıyıya gideceğimiz. Basit bir köprü sorunu bu, taş taş üstüne koyup bir köprü kurma sorunu. İnsanlar her gün bunun gibi yığınla sorun çözüyor. Çözüyorlar ve yollarına devam ediyorlar.” J. M. Coetzee/Romancının Romanı
Reklam
1.KONFERANS: Gerçeklik
Bir zamanlar kim olduğumuzu söyleyebileceğimize inanırdık. Şimdi yalnızca kendi rolümüzü oynayan oyuncularız.
1.KONFERANS: Gerçeklik
Zihin doğası gereği duyguları mı seçer, soyut yerine dokunulabilir olanı mı?
2. KONFERANS: Afrika'da Roman
Okumak biz Afrikalılara, tuhaf bir yalnızlık getiren bir uğraş olarak görünür, bize yabancıdır. Bizi huzursuz eder. Biz Afrikalılar, Paris ve Londra gibi büyük Avrupa kentlerine geldiğimizde, insanların trenlerde çantalarından çıkardıkları kitaplara gömülüp kendi özel dünyalarına çekildiklerini fak ederiz. Kitap çantadan çıktığında, bir işarete dönüşür. Beni yalnız bırak, kitap okuyorum, der bu işaret: Okuduğum şey senden daha ilginç.
"Bir kere başlangıç diye bir sorunumuz var, yani nasıl edip de, şu bulunduğumuz yerden, ki burası da henüz hiçbir yer, karşı kıyıya gideceğimiz. Basit bir köprü sorunu bu, taş taş üstüne koyup bir köprü kurma sorunu. İnsanlar her gün bunun gibi yığınla sorun çözüyor. Çözüyorlar ve yollarına devam ediyorlar." J.M. Coetzee
Reklam
“Kendi adlarına, belli birtakım şeyleri kasıtlı olarak görmezden gelmiş olmaları sebebiyle, bizim gözümüzde insanlıklarını kaybetmişlerdir. Hitler’in hüküm sürdürdüğü türden bir savaşta, görmezden gelmek, kendi canını kurtarma mekanizması olarak işe yarar bir yöntem olabilir, ama bu öyle bir özürdür ki, bizler, takdire değer bir ahlaki katılık sergileyerek reddederiz.”
Sayfa 81 - Can YayınlarıKitabı okudu
Neye inanıyorum? Ben o küçük kurbağalara inanıyorum.
Sayfa 253 - Can YayınlarıKitabı okudu
İzleyici, geçmişin etrafına demir bir kabuk örülmesini hoş karşılamıyor artık. Bir erkek yaparsa belki biraz daha kabul görür, ama kadından bekledikleri bu değil.
"İnanç sahip olduğumuz tek ahlaki dayanak değildir. Kalbimize de kulak verebiliriz."
Reklam
Çocuklarımıza ve onların çocuklarına bıraktığımız yükün, hatırlamalarını istediğimiz şeylerin bir sınırı olmalı. Onların kendi dünyaları olacak, biz bu dünyada mümkün olduğunca az yer kaplamalıyız.
Eğer farklılık diye bir şey olmasaydı, arzu olur muydu?
307 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.