Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Sözleri ve Alıntıları

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu sözleri ve alıntılarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu kitap alıntılarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sovyet Cumhuriyetinde yürütülen siyasi takibat tahkikat ve mahkeme işleri konulu emir(stalin) ; 1- tahkikat 10 günde bitirilsin 2-suçlamalar bir oturumda zanlılara tebliğ edilsin 3-mahkeme hemen başlasın 4-şikayet ve itiraza izin verilmesin 5-verilen cezalar hemen infaz edilsin * bu emirler sonucu 1,5 milyona yakın muhalif öldürüldü. Ekim devrimini gerçekleştiren bolşevik komuta kademesi yok edildi
60 darbesi
Ruzi'ye göre, 1960 müdahalesinin ABD tarafından yaptınldığı şeklindeki iddia ve değerlendirmeler son derece yanlıştır. ABD hükümeti ile DP iktidan arasında sıcak ilişkilerin olduğu, ABD yönetiminin Menderes ve ekibine sempatiyle baktığı doğrudur. ABD, DP'den değil, CHP içindeki solcu gruplardan rahatsızdır. Gerçi Kasım 1959'da Sovyetler Birliği
Reklam
Sovyetlerin dağılması
SBKP içindeki reform karşıtları, 19 Ağustos 199l'de KGB tarafından desteklenen bir hükümet darbesi girişiminde bulundu. Boris Yeltsin, halkı darbecilere karşı direnişe çağırdı. Darbe girişimi, 21 Ağustos 1991'de darbecilerin yenilgisi ve tutuklanmalanyla sona erdi. 21 Aralık 1991de Boris Yeltsin ile Mihail Gorbaçov, yayımladıklan ortak deklarasyonla Sovyetler Birliği'nin dağıldığını dünyaya ilan ettiler. Ancak, Orta Asya cumhuriyetleri Moskova'daki darbe teşebbüsünün 1991 yılı Ağustos ayında başarısızlığa uğramasından sonra bağımsızlıklarını zaten ilan etmişti.
1959da Türkiyedeki politik manzara: Kamplaşma
Muhafazakar halk kitlelerinin büyük çoğunluğu DP'yi tutuyor, askeri ve sivil bürokrasinin, aydınların büyük çoğunluğuysa muhalefetteki CHP'yi destekliyordu. lktidann tutumu zaman geçtikçe sertleşiyor, CHP ve üniversite profesörleri tarafından desteklenen gösteriler ülkenin her tarafına yayılıyordu. CHP Genel Başkanı İsrnet İnönü'nün Uşak, Kayseri ve İstanbul gezileri, iktidann kışkırttığı halk kitleleri tarafından sabote edilmişti. Türk halkı sanki iki düşman kampa ayrılmıştı. Basında sansür uygulaması artmış ve birçok gazeteci tutuklanmıştı. DP devlet imkanlarını sonuna kadar kullanarak muhalefeti sindirmeye çalışıyordu. CHP Genel Başkanı İnönü, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) müdahaleye davet ediyor ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörleri askeri müdahale için fetva veriyordu. İnönü, askeri müdahaleden bir süre önce TBMM kürsüsünden şöyle sesleniyordu: "Biz demokratik rejim dedik, bu rejim kurulmuştur. Bu demokratik rejimi istikametinden ayınp, baskı rejimi haline getirmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam. Şartlar tamam olduğunda milletler için ihtilal, meşru bir haktır. Gösterilerin artması ve havanın gerginleşmesi üzerine, ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Fletcher Warren, elçilik bahçesindeki park yerine topladığı elçilik çalışanlarına bir konuşma yaptı. Konuşmasında, Türkiye iç siyasetinde büyük bir sertleşmenin yaşandığını, Türkiye'nin iç istikrarının ABD için son derece önemli olduğunu belirten Warren, yanlış yorumlara yol açabileceği nedeniyle, elçilik çalışanlannın zorunluluklar dışında, bir süre Türk dostlanyla görüşmemelerini dile getirdi.
Komintern Komünform, Pîşeverînin Azerbaycanı ve Mahabad Kürd Cumhuriyeti
Amerikalılar, Sovyet ekonomisinin bir plan ekonomisi olduğunu, Amerikan kredisi ve malları olmaksızın da maliyeti geniş halk kitlelerinin sırtına yükleyerek ülkelerini inşa edebileceklerini düşünemiyordu. Stalin ve arkadaşlarıysa, ABD kapitalizminin Rusya'ya kredi vermeksizin ve mal göndermeksizin, yeni pazarlar bularak ayakta kalabileceğini
ABDİ İPEKÇİ CİNAYETİ
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan yeni bilgiler ve Batı'ya kaçan eski Sovyet ajanlarının verdiği ifadeler, Papa suikastının ardında Rus gizli servisinin olduğunu açıkça gösteriyordu. O dönemde Polonya'da, Polanya'nın Doğu Bloku'ndan ayrılmak için yapılan çalışmalann arkasında Papa Il. Jean Paul vardı. 80'li yılların başında Polanya'nın Doğu Bloğundan ayrılması Sovyetler Birliği'nin ömrünü kısaltabilir, Sovyetler Birliği çok daha önce dağılabilirdi. Bu tür cinayetlerde büyük devletler maşa kullanır. Papa suikastına karışanların, Abdi İpekçi cinayetine kanşanlarla aynı olması, İpekçi cinayetinin ardında da Rus gizli servisinin olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyordu. Moskova'da birileri, Sovyetler Birliği'nin can çekiştiği dönemde, Türkiye'de bir iç savaş çıkartıp Sovyet devletinin ömrünü uzatmak istemiş olabilirdi. Bugün de Ruzi, Abdi İpekçi'nin öldürülmesinin Türkiye için çok büyük bir kayıp olduğunu düşünüyor.
Reklam
Mihri Belli
Güçlü bir komünist fikir ve aksiyon adamı olan Mihri Belli, TKP içinde ve Yunan iç savaşı sırasında edindiği tecrübelerden de yararlanarak "Milli Demokratik Devrim" tezini geliştirmişti. Ona göre devrim, Rusya'da olduğu gibi iki aşamalı olarak gerçekleştirilecekti. Birinci aşamada sosyalist Birinci aşamada sosyalist subaylarla işbirliği yapılacak, demokratik bir burjuva devrimi gerçekleştirilecek, ikinci aşamadaysa 1917 Şubat Devrimi'nde Kerenski liderliğindeki demokratların, 1917 Ekimi'nde de Lenin liderliğindeki Bolşevikierin iktidar oldukları gibi, komünist proleter devrimi yapılacaktı. 13 Kasım 1960 tarihinde, Moskova tarafından kontrol edilen TKP'yi Rusya'nın Türkiye'deki beşinci kolu ve bu sebepten Türkiye için büyük bir tehlike olarak kabul eden Türkeş ve arkadaşları tasfiye edilmişti. Milli Birlik Komitesi'nin sol kanadına mensup üyelerinin büyük kısmı, bir yandan tabii senatör olarak siyasi etkinliklerini sürdürmeye çalışıdarken bir yandan da ordudaki sosyalist subaylarla birlikte sol bir darbe için çalışmalar yürütüyordu. Bu dönemde Milli Demokratik Devrim'in teorisyeni Mihri Belli, silahlı bir devrimden yana olan militan gençlik liderleriyle de temas halindeydi. Zamanın MIT Müsteşarı Fuat Doğu, Sovyet realitesini iyi bilen bir istihbaratçıydı. Genç subaylar ve sosyalist aydınlar, Milli Demokratik Devrim'in emperyalizme ve kapitalizme karşı olduğunu söyleseler de, Fuat Doğu böyle bir devrimin Türkiye'yi bir Sovyet uydusu haline getireceğinden emindi.
Mahmut Aykarlı geç deşifre olan KGB ajanı
Sovyetler, Türkistanlıların 30'lu yıllardan itibaren vatanları dışında verdiği bağımsızlık mücadelesini yakından izlemeye çalışmıştı. Rus haber alma örgütlerinin Sovyetler Birliği dışındaki en önemli ajanlarından birisi Mahmut Aykarlı'ydı. Mahmut Aykarlı, 1931 yılında Sovyetler Birliği'nden lran'a gelmiş ve Türkistan bağımsızlık hareketinin önde gelen simalarından Müftü Sadreddin Han'ın güvenini kazanarak 24 yıl Afganistan, İran ve Pakistan'da Sovyet casusluk örgütünün en önemli ajanianndan birisi olarak faaliyet göstermişti.Aykarlı, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Afganistan'da Alman Büyükelçiliği'yle temas kurmuş, onları da kendisine inandırmış, onlara Sovyet istihbaratının bilgisi çerçevesinde bazı bilgiler vermiş, onlardan da Almanların bölgede Sovyetler' e yönelik faaliyetleri hakkında aldığı bilgileri Sovyetler' e aktararak Moskova için önemli hizmetlerde bulunmuştu. Aykarlı, MTBK'nın Pakistan temsilcisi olmayı da başarmış ve MTBK çalışmaları hakkında KGB'yi bilgilendirmişti. 1955 yılında önce Türkiye'ye gelmek, daha sonra da Almanya'ya gitmek üzere Pakistan'dan yola çıkmış, fakat karar değiştirerek İran' dan, Sovyetler Birliği'nin İran Büyükelçiliği yardımıyla Sovyetler Birliği'ne gitmişti. Mahmut Aykarlı 1944 yılında Afgan devleti içindeki Sovyet ajanlarının yardımıyla Müftü Sadreddin Han'ın Herat şehrinde ikamete mecbur edilerek faaliyetten men edilmesini sağlamış ve yine Sadreddin Han'ın Mustafa Çokay'a yazdığı bir mektuptan anlaşıldığı üzere, müftünün onayı ve tavsiyesiyle Türkistan Milli Bağımsızlık Hareketi'nin Afganistan'daki lideri konumuna yükselmişti.
Komünist Kim Philby Rus ajanı çıkıyor
Doğu Avrupa ülkesine veya Sovyetler Birliği'ne gönderilecek ajanlardan, CIA MI-6 ilişkilerini yürüten Philby haberdar oluyor ve bütün bilgileri Sovyetler'e aktanyordu. Zengin bir İngiliz aileye mensup olan Kim Philby, 525 Cambridge Üniversitesi'nde tarih ve siyasal bilimler okumuştu. Gençliğinde Avusturya'da NKVD-GPU tarafından angaje edilen Philby, inanmış bir komünist ve NKVD tarihi boyunca Sovyetler' e en de ğerli bilgileri veren Batılı ajandı. 1940 yılında MI-6'te işe başlayan Kim Philby, 1963 yılında Moskova'ya kaçıncaya kadar Ruslar için çalıştı. Bu operasyonların başarısızlık sebebi ancak o zaman, Philby Moskova'ya kaçtıktan sonra anlaşılacaktı. Demir Perde gerisine gönderilecek ajanları önceden Ruslara haber vererek bütün bu operasyonların başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olan kişiydi. Yüzlerce ajanın Rus güvenlik kuruluşları tarafından yakalanarak idam edilmesinin tek sorumlusuydu. Kim Philby'yi paha biçilmez bilgilerle besleyen, CIA merkezinde gizli operasyonların güvenliğinden sorumlu olan Angieton terfi ederek CIA Karşı Casusluk Dairesi'nin başkanlığına getirilmişti. S26 Sovyet istihbarat kuruluşları dünyanın her köşesinde başanlı operasyonlarını devam ettirirken, Amerikalılar Soğuk Savaş'ta yenilgi üstüne yenilgi yaşıyordu. Yüzlerce yabancı CIA ajanı Sovyetler Birliği, Polonya, Romanya, Ukrayna ve Baltık ülkelerinde ölüme gönderildi. Tamamı yakalanan bu insanların akıbetieri bugün bile aydınlatılamadı.
Hareketin ihtiyaç duyduğu önder kim olacağına ilişkin çeşitli isimler üzerinde durdular. Savaş öncesinde Mustafa Çokay'ın Paris'te yayımladığı Yaş Türkistan dergisindeki yazılarından tanıdıkları Tahir Şakir Çağatay* isminde fikir birliğine vardılar. Tahir Çağatay, 20'li yılların başında Buhara Halk Cumhuriyeti tarafından Almanya'ya gönderilen öğrencilerdendi. Almanya' da üniversiteyi bitirmiş ve sosyoloji dalında doktora yapmıştı. Ona bir mektup yazmaya karar verdiler. Tahir Çağatay'ın adresini Mustafa Çokay'ın Paris'te yaşayan eşinden öğrendiler. Mektubu Ergeş Şermet kaleme aldı. Ona Türkistan bağımsızlık hareketinin savaştan sonra da devam etmesi gerektiğini, hareketin bir rehbere ihtiyaç duyduğunu, bu görev için kendisinin en uygun şahsiyet olduğunu yazdı. Tahir Çağatay'ın cevabı üç hafta sonra geldi. Gençlerin teklifinden son derece duygulandığını, kendisinin de hareketin devam etmesi gerektiğine inandığını, ancak içinde bulunduğu özel şartların maalesef buna izin vermediğini, her zaman onların yanında olduğunu ve mücadelelerinde onları destekleyeceğini yazıyordu. Bu arada Kızıl Ordu'ya teslim edilmekten kurtulan Türkistanlılar, Almanya'nın her köşesinden Münih'e gelmeye başlamış ve sayılan oldukça artmıştı.
Reklam
3 güzel kız
Genç kızların en büyüğü 19 yaşındaki Gertraud Zuber'di. Uzun boylu, sarışın, mavi gözlü güzel bir Alman kızıydı. Rosenheim Lisesi'ni bir yıl önce başarıyla bitirmişti. Gertraud'un bir kız kardeşi vardı. Rosenheim'da NSDAP'nin * ileri gelenlerinden biri olan babası Rosenheim Lisesi'nde coğrafya öğretmeni, annesiyse ev kadınıydı. Kızların en küçüğü 17 yaşındaki Hayla Klubert'ti. Aralarında en konuşkanı, en şakacısı ve en işvelisi Hayla, Rosenheim Lisesi'nde öğrenciydi. Hayla, ailesinin tek kızıydı. Babası Almanya'nın ünlü ressamlarından Bay Klubert'ti. Üçüncü genç kız, arkadaşlannın Linda dediği, 17 yaşındaki Ermelinda Roth'du. Rosenheim Lisesi son sınıf öğrencisiydi. Ruzi'nin kızlarla ilişkisi son derece seviyeli ve kardeşçeydi. Tanışmalannın üstünden birkaç hafta geçmişti ki, Gertraud, Ruzi'yi anne babasıyla tanıştırmak için akşam yemeğine evlerine davet etti. Güzel bir akşam geçirdiler. Akşam yemekte çok şey konuşuldu. NSDAP üyesi Bay Zuber, genç adamın kültürüne ve zekasma hayran olmuştu. Zaten savaşın son yıllannda NSDAP ideolojisine inancı sarsıldığından, o akşam Ruzi'yi tanıyınca N azilerin "Ari ırk" teorilerinin saçmalığına iyice kanaat getirdi. Çünkü kar şısında hem Batı kültürünün inceliklerine hem de Doğu kültürüne vakıf biri vardı ve hem fikri hem de ahlaki olarak yaşıtı Alman genç erkeklerinden çok daha ileri ve bir o kadar da yakışıklıydı
Niedermayer, Hitler'in Doğu politikasını eleştirdiği için 1944 Mayısı'nda tutuklandı. Dostlarının bütün kurtarma çabalanna rağmen, Müttefik Kuvvetler Almanya'yı işgal edene kadar Torgau Cezaevi'nde kaldı. Mayıs ayında ABD birlikleri tarafından serbest birakıldı
Sovyetlerde tecrit için en çok kullanılan bir yol; İftira
Yaş Leninci gazetesinin Margilan'daki muhabiri Emintay Müminov, 1936 yılında, Margilanlı aydınların iki yıl önce Margilan Komsomol Merkezi'nde, Komünist Parti Şehir Merkez Komitesi Üyesi Gafarov'un başkanlığında düzenlediği toplantı hakkında bir yazı kaleme aldı. Bu makalesinde Müminov, Ruzi ile arkadaşları Münevverhan Taşhocayev ve Usman Aliyev'i ağır bir dille suçlayıp "burjuva zihniyetiyle yetişmiş, sosyalizm karşıtı insanlar" olarak niteliyordu. Üzerinden iki yıl geçtikten sonra, devletin resmi bir gazetesinde böyle bir yazı yazmak, Ruzi ve arkadaşlarını apaçık bir şekilde rejim ve halk düşmanı ilan etmek demekti. Nitekim bu yazıdan sonra düzenlenen pek çok toplantıda haklarında ilginç tartışmalar ve değerlendirmeler yapıldı ve sonuçta Ruzi ile iki arkadaşı Komsomol örgütünden atıldı. Arkadaş ekibi içinde yer alan Sultan Aliyev, iki yıl önceki o toplantıya katılamadığı için Ruzi'nin, Münevverhan'ın ve Usman Aliyev'in başına gelenler onun başına gelmedi. Aslında Sultan, aralarında en ateşli olamydı. Toplantıya katılsaydı elbette o da GPU başkanının eşiyle tartışacak ve partiden atılmış olacaktı. Münevverhan ve Usman Aliyev, çalıştıkları işlerden de atıldı.
Atatürk sofrasında bulunmuş bir espritüel Bal Mahmut
Roth, Birinci Dünya Savaşı'nda Alman İmparatorluğu ordusunda binbaşı rütbesiyle görev yapmıştı. Almanya'nın müttefiki Osmanlı İmparatorluğu ordusunda, Başkomutan Enver Paşa'nın yardımcılığını yürüten Alman Askeri Misyonu'nun başkanı von der Goltz Paşa'nın karargahında da çalışmıştı. Savaş sırasında Türkleri yakından tanımış ve sevmişti. Türkiye'de dostlan vardı. Onlardan biri de, Balkanlar'da görevliyken tanıdığı ve dünyadan aynlıncaya kadar gülümseyerek hatırladığı Mahmut Baler'di.(Mahmut Baler hoşsohbet, son derece esprili, şakacı biriydi. Bu özelliğinden ötürü sonraki yıllarda "Bal Mahmut" lakabıyla anılır olmuştu. Atatürk'ün sevdiği, sık sık sofrasına davet ettiği Bal Mahmut, Atatürk'ü ve sofrasındakileri fıkralanyla kahkahalara boğardı. Bay Roth'un arkadaşı Mahmut Baler'i, namı diğer Bal Mahmut'u yıllar sonra Türkiye'de çalıştığı sırada Ruzi de bulacak ve onunla dost olacaktı. Bay Roth'un savaştan sonra Alman şansölyesi olan, Almanya'nın en önemli devlet adamı Konrad Adenauer'le Birinci Dünya Savaşı'ndan beri süren yakın dostluğu vardı. Bay Roth iki savaş arasında bir ara Londra'da Çin dili, edebiyatı ve tarihi okumuştu. Şarkiyatçı olmayı ve Alman Dışişleri Bakanlığı'nda diplomat olarak çalışmayı düşünüyordu. Dil konusunda son derece yetenekliydi. Çince, İngilizce, İtalyanca ve Fransızcayı iyi biliyordu.
184 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.