Saat Kitabı

Şule Gürbüz

Saat Kitabı Gönderileri

Saat Kitabı kitaplarını, Saat Kitabı sözleri ve alıntılarını, Saat Kitabı yazarlarını, Saat Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tuhaftır ki insanın hayatı boşaldıkça her şeyi bir yük duyma hali ve duygusu da artar. Tersi olması gerekirken, boşalan hayatlardan içeriği ihmal ettikleri ile doldurmaları beklenirken o, dışarıdan en lüzumsuzu ithal eder. Saati daha kurmaya dahi üşenen spora gider, bir otuz altı böreği yapıp enikonu yorulup rahat rahat uyuyamayan uyku ilacı alır, anasının sözünü bir kere dinle­meyen psikologdan akıl alır, akıl en değerli şey olduğundan olsa elbet verilmeyeceğinden ala ala bir avuç ilaç alır, yine de memnun kalır, toz kondurmaz, toz evdedir, evdekilerdedir. Dışardan gelen, getirilen, üste başa ya­pışanda hikmet, evde kakavanlık var­dır. Bu önerme tuhaflığı ve mukaye­se edilemeyecek bir taraf toplama becerisi ile sokakları süpüre sü­püre evde de temiz pak bir şey bırakmaz.
Evin saadet­hane olduğu devirde, evde olmak da bir saadet idi şüphesiz. Ne vakit ev saadethane değil zindan olarak görülmeye baş­landı, saat de kol saati oldu. Ev saati, sokak saati olup arayıcı fişeği gibi zıldır zıldır gezmeye, herkesin, her şeyin vaktine kendini uydurmaya, bu uğurda kan ter içinde koşmaya, "geç kaldın" diye azar işitmeye başladı.
Reklam
Daha on sene evvel yürümüş Bekir Sıtkı Sezgin, Kani Karaca gibi sanatçılarımıza bile "On­lar öyle, biz böyle" denebilmektedir. "Onların öyle, sizin de böyle" olduğunuz zaten aşikar ama bu "böyle"lerden sıkıl­mak, kurtulmak ve "öyle" olabilme çabası nerede?
Cenab Şahabeddin'in sözü ile "iyiyi iyi anlar, kötüyü herkes", ancak ben şu deca­dansta bir adım ileri gidip; iyiyi yeterince anlayacak, iyinin seyrelmesi ile beraber kötüye iyi denmesinin, en azından va­sat sayılmasının artık devir vasatı olduğu kanaatindeyim. Ortaya bariz çok iyi bilinen bir kötü koyup onun bir parmak dışında kalanın cennet bahçesine koşar gibi kötülük­ten sıyrılıvermesi, günümüz terazisini, bu tek kefeli teraziyi tarif ediyor. Tar­tılacak kıymetlisi olanın vay haline.
Dert bel­ki de budur; derdin ne olduğunu dahi söyleyememek...
Rockefeller'a servetinin hesabını verip vere­meyeceği sorulduğunda "İlk beş seneyi sormazsanız elbet­te" yanıtı verişi gibi şimdi sanatların hesabı verilecek, esin­lerin payı düşülecek olsa, ne kime iade edilir ve sonrasında kalkacak toz bulutu kimi sarsar, büyütür, büyüler bilinmez.
Reklam
223 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.