Ahlak Eşcinsellik ve Deizm Üzerine

Sağlam Kulpa Tutunamayanlar

Namık Kemal Okumuş

Sağlam Kulpa Tutunamayanlar Sözleri ve Alıntıları

Sağlam Kulpa Tutunamayanlar sözleri ve alıntılarını, Sağlam Kulpa Tutunamayanlar kitap alıntılarını, Sağlam Kulpa Tutunamayanlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lût'un Karısı Eşcinsel Olmadığı Halde Neden O da Helak Edildi?
96 Tahrîm, 66/10. Hz. Lût'un karısının, onlarla birlikte başına gelenin onun da başına geleceğinin söylenmesin sebebi olarak, kadının hak bâtıl savaşında hakkın yanında durmayarak tarafsızlığı seçmesi gösterilebilir. Bilindiği kadarıyla Hz. Lût'un eşi eşcinsel değildi. Zira kadının eşcinsel olması durumunda Hz. Lût'un onunla evli kalmasının imkânı bulunmadığından, burada da tıpkı Firavun'un karısı veya Hz. İbrahim'in babası gibi bir durum olduğunu düşünebiliriz. Yani Hz. Lût'un karısı, böyle bir şeyi yapmasa da düşünce ve taraftar olarak kavminin önde gelenlerinin temsil etmiş olduğu azgın tarafla birlikte durmayı tercih etmiş olabilir. Kadının o sınıfın içerisinde kalmış olması, hatta bu azgın gruptan sonuna kadar ayrılmamış olması, yapılanlara en azından ses çıkarmamış olması mutlak manada alenî olarak işlenen zulme ortak olmuş olmasını iktizâ eder. Mamafih hak bâtıl savaşında taraf olmanız gereken yerde tarafsız kalmak demek, karşı tarafta durma anlamına geleceğinden, bu kişilerin bertaraf olmasının yolu açılmış demektir. Anne-baba, baba-oğul, karı-koca arasındaki dinsel uyuşmazlık örnekleri Kur'an'ın gündeme getirmiş olduğu örneklemlerden birisidir. Bilindiği gibi Kur'an, genellikle eşler arasında inanç birliği varsa zevc' kavramını, yoksa ‘imrae' kelimesini kullanmaktadır. Hz. Nuh ve Hz. Lût'un eşleri için bu ifadelerin kullanılması manidardır. Ancak az da olsa çocuk sahibi olunamayan evliliklerde eşlere 'imrae' lafzı da kullanıldığı görülmektedir. (Bkz. Mustafa Öztürk, Cahiliyeden İslamiyet'e Kadın, Ankara 2016, s. 142-143).
Sayfa 118, 96. dipnot.
Zührevi Hastalıkların Büyük Bir Kısmı Anormal Yollardan Kaynaklı
Eşcinsel tercihlerin tarihsel ve dinsel serencamının aktarılmış olduğu geniş bir vetirenin ardından gelinen bu aşamada, son sözler olarak, diğer disiplinler nezdindeki bazı bulgulardan bahsetmemiz yerinde olacaktır kanaatindeyiz. Zira eşcinsel ilişkinin insan bedeninin bütünlüğüne zarar vermesinin yanında psikolojik pek çok sorunu da beraberinde
Sayfa 178-179
Reklam
Eşcinselliğe Tepkide Devletin Rolü
Devlet denilen yapı, insanların sadece mal ve mülklerini değil, onurlarını da koruma ve kollama görevi uhdesine verilmiş olan aynı zamanda siyasî, iktisadi vb. gibi alanları da kontrol eden bütüncül bir yapının adıdır. Bu anlamda bütünüyle hukukî organizasyonlar olan devletlerin kim olursa olsun kanun dışı zorbalıklara izin vermemesi
Sayfa 182-184
Her bir insanı ‘yaratılıştan kardeş’ ya da ‘inanışta dindaş’ olarak görebilirsek, bu kapsayıcılığın dışında kimsenin kalmadığının farkına varacağız.İşte o zaman bizleri çevreleyen ahlak ve değerin başkalarını tasvir ederken ‘renk körü’ olmasının nasıl bir üstün değere dönüştüğünü idrak edebileceğiz.Bu durumu öteden beri bilinen bir motto üzerinde ifade edecek olursak ; “”İslam, ırk konusunda renk körüdür…””
Sorumluluk bilincini kaybeden insanın eşref-esfel dizgesinde esfel derecesine doğru kontrolsüz ve sert bir inişe geçtiği söylenebilir.
Günahlara Karşı İlkeli Duruş
Sağlıklı bir toplumsal devamlılık adına kişisel tercihlerin başkalarına dayatılmasından uzak durmalıyız. Bu itibarladır ki, gerek dinsel ve gerekse de toplumsal anlamda sapkın eğilimleri bulunan bazı kişilerin cinsel tercihleri olan eşcinselliklerini ötekine dayatmamaları gerekmektedir. Normal olan yolların açık tutulması ve insanların ihtiyaçlarını bu yollardan karşılaması temel bir hak olarak görülmektedir. Zina, eşcinsellik ve diğerleri gibi hangi tercih olursa olsun kimse kimseye dayatmada bulunulmamalıdır. Hatta kişisel olarak bizler, eşcinselliği tasvip etmiyor olsak da, bu tür tercihlerde bulunanlara şiddet kullanmak, bireyin görevleri arasında bulunmamaktadır. İnsanların iyi eğitilerek böyle sapkın eğilimlerden uzak durması sağlanmalıdır. Herkesin polisi ve bekçisinin vicdanı olması temin edilirse, bu gibi şeylerin ya azınlık bir tercih olarak kaldığı ya da bütünüyle ortadan kalktığı görülecektir. Beraberce yaşamanın kurallarından birisi, başkalarının tercihlerine karşı zorla dayatma içerisine girmemektir. Tabiidir ki, bize yanlış gelen şeyleri kim olursa olsun her platformda anlatmak durumundayız. Ancak son kararı, kişilerin kendileri vermelidir. Onlara kararlarını verirken yardımcı olsak bile, verecekleri kararlar, bütünüyle kendi kararları olmalıdır. Sahipleri tarafından içselleştirilmemiş her davranışın neticede münafık karakterli bireyler yetiştireceği de unutulmamalıdır.
Sayfa 184-185
16 öğeden 21 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.