Ahlak Eşcinsellik ve Deizm Üzerine

Sağlam Kulpa Tutunamayanlar

Namık Kemal Okumuş

Sayfa Sayısına Göre Sağlam Kulpa Tutunamayanlar Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Sağlam Kulpa Tutunamayanlar sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Sağlam Kulpa Tutunamayanlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kültürü Tahkik Elzem
Bizler, içinde doğduğumuz kültürün bize sunduklarını yeniden tahkik edemezsek, daha uzun bir süre iman kavgası yapmaya devam edeceğiz gibidir.
Sayfa 11
Terör ve adi suçların müslüman toplumlarda bu denli yüksek seyretmesinin nedeni olarak başta iman-emniyet duygusunun zedelenmesi görülmektedir. Netice ile ifade edilebilir ki, iman eden kişiler hem kendilerini hemde başkalarının güvenliğini garanti altına almayı taahhüt etmiş erdemli kişiler olmalıdır.
Reklam
Sorumluluk bilincini kaybeden insanın eşref-esfel dizgesinde esfel derecesine doğru kontrolsüz ve sert bir inişe geçtiği söylenebilir.
Tabiat, ‘meydan okunacak’ bir alandan çıkıp, ‘temâşa ve keşf edilecek’ bir alana indirgendiğinde, insan için yaşanılası bir dünyanın kurulduğu görülecektir.
Her bir insanı ‘yaratılıştan kardeş’ ya da ‘inanışta dindaş’ olarak görebilirsek, bu kapsayıcılığın dışında kimsenin kalmadığının farkına varacağız.İşte o zaman bizleri çevreleyen ahlak ve değerin başkalarını tasvir ederken ‘renk körü’ olmasının nasıl bir üstün değere dönüştüğünü idrak edebileceğiz.Bu durumu öteden beri bilinen bir motto üzerinde ifade edecek olursak ; “”İslam, ırk konusunda renk körüdür…””
Ahlakın Kalıcılığı Sosyalleşme ile Mümkündür
Ahlâk ve değerlerin olması kadar onların kalıcılıklarını da önemsemeliyiz. Bu sebeple, toplumsallık, ya da ahlâk ve değerlerin sosyal katmanlarda kabul görmesi, hangi değer olursa olsun onun yaşama şansını uzatan bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. O yüzden 'ahlâkî değerler, ferdî değer hâline sosyalleşme ile geçmektedir. Hem değerlerin kalıcı olması adına, hem de değerlerin ferdi yetenek hâline gelebilmesi hedefiyle sağlıklı bir sosyalleşmenin temini gereklidir. Bunu sağlayan etmenlerin başında gelen din olgusunun ahlâk üzerinden ilerleyen bir çabasının olduğunu müşahade etmekteyiz. Yani dinlerin inanç, ibadet ve muamelât adı altında dile getirmiş oldukları her şey, esasında kalıcı ve etkin bir ahlâk kümesinin kazanımı adını söylenmiş şeylerdir. O kadar ki, dinler, toplumsal görünürlüklerini ilk başta ibadetler üzerinden sağlasa da, kalıcılıklarını müntesiplerinin ahlâkî gücü üzerinden temin etmektedirler. Yaşayan dinlerin bu vasfı hedefleyen son derece etkileyici bir dilinin olduğunu da unutmamalıyız. Çünkü ahlâkı olmayan bir dindarlığın, hem sahîh bir dinin yanından geçme ve hem de kitlelere umut verme şansı bulunmamaktadır. Ne gariptir ki, insanı eğitmesi ve başkalarına köle olmaktan kurtarması gereken dinsel vurgular, kişisel yaşam kodlarından çıkıp grup dinamiği üzerinden kitlelere taşındıklarında, belli yapılar üzerinden ahlâk ve amaç dışı kümelenmelere hatta menfaat odaklarına da dönüşebilmektedirler. Gelinen bu durumda dinsel ifadelerin, yaptırım gücünü büsbütün kaybederek ahlâksızlığın görece ahlâk olarak addedildiği samimiyetsiz bir dindarlığa dönüşme tehlikesi bulunmaktadır.
Sayfa 67
Reklam