Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saraydan Sürgüne

Kenize Mourad

Saraydan Sürgüne Gönderileri

Saraydan Sürgüne kitaplarını, Saraydan Sürgüne sözleri ve alıntılarını, Saraydan Sürgüne yazarlarını, Saraydan Sürgüne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Enfes bir kitap
Üç kıtayı zangır zangır titreten büyük bir imparatorluğun çöküşüne tanık olduğu sıralarda Selma Sultan henüz yedi yaşındaydı. İstanbul'da Çırağan Sarayı'nda dünyaya gelmesiyle başlayan hayat çizgisi zaten gerçek bir masal olarak yazılmıştı. Üstelik masal olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar masalsıydı bu hayat. İmparatorluk ailesi, saltanatın sona ermesiyle birlikte sürgüne gönderilip Lübnan'a yerleşmişti. Hem ülkesini hem de babasını yitiren Selma, orada "yamalı çoraplı prenses" oldu, hayatının ilk aşkını tattı ve ömründe hiç görmediği bir Hint racasıyla evlenmeyi kabul etti. Hindistan'da mihracelerin şatafatlı hayatını, Britanya İmparatorluğu'nun son günlerini ve Gandi'nin başlattığı bağımsızlık savaşlarını yaşadı. Ancak Lübnan'da olduğu gibi orada da yabancı kaldı. Sevmek istediği halk tarafından dışlanınca Paris'e kaçmaktan başka çare bulamadı. Sonunda gerçek aşkı orada buldu, ancak savaş yüzünden sevdiğinden ayrılmak zorunda kaldı. Bir kız çocuğu dünyaya getirdikten sonra, yirmi dokuz yaşındayken, yoksulluktan öldü. Selma Sultan'ın kızı olan bu romanın yazan Kenize Murad, Osmanlı sarayını ilk kez sarayın içinden, Fransız mandası Lübnan'dan, feodal Hindistan'dan bakarak gözlerinizin önüne seriyor bu romanda. Saraydan Sürgüne, büyük bir aşkı anlatan, ender bulunabilecek romanlardan... Bugün öylesine alıp okuduğum ama beni çok fazla etkileyen bir roman oldu:')
Saraydan Sürgüne
Saraydan Sürgüne
Kenize Mourad
Kenize Mourad
İyi niyetin bir işe yaramadığını anladığımda yaşlandım... Sorulması gereken asıl sorunun " Hangisi doğru?" değil, " Kim daha güçlü?" olduğunu anladığımda...
Sayfa 197 - Everest yayınları
Reklam
Hak nedir bilmeyen, haksızlığın ne demek olduğunu nasıl anlardı?
Sayfa 545 - Everest yayınları
597 syf.
9/10 puan verdi
Saraydan Sürgüne Romanı
Kişisel bir yoğunluğum nedeniyle on günü buldu bu romanı okumam. Uzun sürdü yani. 600 sayfalık bir roman ancak kendini okutabilen, akıcı bir roman da... Kenize Murad, Sultan V. Murad'ın torununun kızı. 1938 doğumlu. Sultan'ın torunu olan Selma'nın hayatını anlatmış ki, Selma, Kenize Murad'ın annesi. Osmanlı saraylarından
Saraydan Sürgüne
Saraydan SürgüneKenize Mourad · Everest Yayınları · 2018416 okunma
Pek çok insan yanlış yaşadığını çok geç anlıyor ve o zaman umutsuzluk başlıyor.
Sayfa 540 - Everest Yayınları
Herşeye kadir yüce Allah'ım, bize yardım et. Mustafa Kemal Paşa'yı muzaffer eyle!
Sayfa 108 - Everest Yayınları
Reklam
Kendi vatanında, ülkenin sahibi kendileriymiş gibi efendilik taslayan yabancılardan nefret etti.
Sayfa 81 - Everest Yayınları
Bütün gözler, purosunun tadını çıkaran Şehzade Fuad'a döndü. "İçinizden en genciniz olarak, nasihat verir gibi görünüyorsam beni affetmenizi rica ediyorum. Ama cephede, askerlerimle, Anadolu'nun, İzmir'in, Karadeniz'in sıradan insanlarıyla geçirdiğim yılların sonucunda bir şey öğrendim; kusurlarımıza rağmen halkın bize saygısı sonsuz. Bu şekilde bölünmemizi anlamayacaklardır. Abdülhamid'in Murad'ın yerine geçmesi, onun yerine de kardeşi Reşad'ın geçmesi, onların gözünde yol kazasından başka bir şey değil. Esas olan, ailemizin her zaman hünkârın etrafında tek vücut olması. Bilhassa, savaşın yarattığı bu karışıklık ortamında halkın sağlam bir dayanak noktasına ihtiyacı var. On asırdır bu dayanak noktası Osmanlı hanedanı olmuştur. Öyle olmaya da devam etmelidir, aksi takdirde çok pişman olacağız...” Tam bu esnada, içeri giren bir haremağası, hünkârın bir habercisinin geldiğini bildirdi.
Sayfa 10 - Everest Yayınları
597 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Kurtuluş zamanında çocuk olmak, 101 yıl önce kurtuluşa bir çocuğun gözüyle bakmak. Korku gözlerinde okunuyordu. İstanbul'da yabancı askerler vardı; parklarda, meydanlarda, her yerde. Osmanlı yorgundu. Güçsüz, yanlış yönetim ulkeyi yok olmaya götürdü. Osmanlı neden bu duruma düştü bunun birçok sebebi var. En büyük darbeyi de ihanette gördü. En yakınından uzağa kadar her yerden. Yıllarca nam salmış padişahlar varken sona doğru yönetim zayıfladı. Neden zayıfladı ben fakir bilemem ama galiba iman zayıflığı ve yönetimde güçlü irade ile karar verememe. Avrupa sevdası... Oysa Avrupa Osmanlı'dan korkardı. Gücünü kıskanırdı. Yazık oldu Osmanlıya, Osman gazi çok güçlü ve akıllı idi. Son padişah Vahdettin güçsüz ve beceriksizdi. Ne kadar çabalasa da kurtaramadı. Ailesi ihanet etti. Osmanlı'yı ihanet yıktı. Sırtından vuruldu...
Saraydan Sürgüne
Saraydan SürgüneKenize Mourad · Everest Yayınları · 2018416 okunma
Osmanlı sarayinda ,ugurzuzluk getirdiğine inanıldığı için siyah giyilmesi yasakti.
Reklam
İnsanlığın bütün umudu,biraz olsun benle ilgilenmekten vaz geçin, azıcık nefes alayım.
Sayfa 170Kitabı okudu
“Onlardan nefret ediyorum ama aynı zamanda haklı olduklarını düşünüyorum. Bu yüzden zafer kazanıyorlar! Hiç kuşkusuz yakında gidecekler ama yine de kalacaklar.” Alnına vurarak devam etti: “Burada, beyinlerimizde, beyazlar gibi düşünen beyinlerimizde. Çağdaş bir eğitim aldığımız için bu ülkeyi yönetecek olan bizler neyiz ki! Halkımızın özlemlerini anlayıp gerçekleştirecek Hintliler mi? Yoksa bağımsızlığı elde etme zaferini kutlarken kölelik etmeyi sürdürdüğümüz İngilizlerin kötü kopyaları mı?”
İstanbul İşgal Altındayken Mevlevi Şeyhinin Rüyası ve Tabiri
Sonunda Şeyhülislam’ın korkaklığından öfkelenen genç subay, cesaretini toplayarak sordu: “Efendim rüyalarınızda ne görüyorsunuz? Savaşı kazanacak mıyız?” Şeyh düşünceye dalmış gibiydi. Selma soruyu işitip işitmediğini merak etti. Bir süre sonra, uykudaymış gibi boğuk bir sesle karşılık verdi: “Savaş uzun sürecek. Türkler, kafirleri kovacak, ama sonradan onlar tarafından yenilecek.” Toplulukta mırıltılar yükseldi. “Nasıl olur? Bunun ne anlama geldiğini bize açıklar mısınız?” “Daha fazlasını bilemem. Türkiye askeri açıdan galip gelecek ama o andan sonra Avrupa buranın gerçek sahibi, ruhların sahibi olacak…” Sustu, çok yorulmuştu. Subaylardan biri sabırsızlanarak sordu: “Öyleyse, savaşa gitmemiz gerekir mi?“ Şeyh doğruldu , başınız sabırsızca salladı. “Neden bu kadar soru soruyorsunuz? Bugün için göreviniz, topraklarımızı kurtarmak için elinizden geleni yapmanızdır. Ama yarın, on yıl kadar sonra, çocuklarımız ve torunlarımız, kuşkusuz yabancılara karşı başka bir savaş yapmak zorunda kalacaklar; çok daha önemli, temel bir savaş olacak bu…”
Tanrının sizi, bizi belirli bir yerde, belirli bir rol oynamak için yarattığına inanıyorum. Onun planını değiştirmeye çalışmak başarısızlığa mahkumdur.
Rani SahibeKitabı okudu
Şehzâde Ömer Faruk Efendi:
Evet, bu Faruk'tu! (...) Birden patladı: - Ne kadar safmışız ki Mustafa Kemal'in Türkiye'yi kurtarmak için yardımımızı kabul edeceğine inandık! Komünistlerin ve haydut çetelerinin yardımlarına bile evet! Oysa özellikle şehzadelerinkine hayır!.. Halk, bu ülkeyi ailemizin yücelttiğini pekalâ biliyor. Kemal savaşmamıza izin verse, zaferine gölge düşeceğinin farkında. Mahvolduğunu sandığında bize başvurdu ama İnönü Zaferi ve Bolşeviklerle yaptığı son anlaşma sayesinde işi düzeltti. Artık bize ihtiyacı olmadığını sanıyor. Hatta birçok kişi, günün birinde bizi saf dışı bırakıp iktidarı ele geçirmek için hain olduğumuzu ilan edeceğini düşünüyor. Ama bu iş hemen yarın olacak değil!"
208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.