Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şatila'da Dört Saat

Jean Genet

Şatila'da Dört Saat Sözleri ve Alıntıları

Şatila'da Dört Saat sözleri ve alıntılarını, Şatila'da Dört Saat kitap alıntılarını, Şatila'da Dört Saat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk ve ölüm. Biri yazıldığında bu iki kelime çok çabuk birbirine eklenir. Aşkın da ölümün de müstehcenliğini algılayabilmem için Şatila'ya gitmem gerekiyormuş. Her iki durumda da bedenlerin gizlisi saklısı kalmaz: Duruşlar, kıvrılıp bükülmeler, hareketler, işaretler, hatta sessizlikler bile bu iki dünyadan birine özgüdür.
İsrail'in bütün suçlamalardan sıyrılması çok kolay olacak. Avrupa'daki bütün gazetecileri onları masum göstermeye çabalıyor zaten; perşembeyi cumaya, cumayı cumartesiye bağlayan gecelerde Şatila'da İbranice konuşulduğunu hiçbiri söylemeyecektir.
Reklam
İşte, son olarak, pazar günü, öğleden sonra ikiye doğru, uluslararası Kızılhaç buldozerleriyle kampa girdiğinde gördüğüm ölüler. Kadavra kokusu ne bir evden ne de işkence görmüş birinden geliyordu: Bedenim, varlığım bu kokuyu yayıyordu sanki.
Bunca ölüyü kefenlemek için kaç metre kumaş gerekir? Ya kaç dua?
Şatila'da dört saat geçirmiştim. Belleğimde yaklaşık kırk ceset kalmıştı. Hepsi -hepsi diyorum- işkence görmüştü, muhtemelen sarhoşluk içinde, şarkılarla, törenlerle, barut kokusuyla ve daha o zamandan leş kokusuyla.
Bir ölüye dikkatle bakılırsa tuhaf bir şey meydana gelir: Bu bedende hayatın yokluğu bedenin bütünüyle yokluğuna, daha doğrusu kesintisiz biçimde geri çekilmesine denktir. İnsan yanına yaklaşsa bile asla dokunamayacağını sanır. Ancak seyredildiğinde böyledir. Fakat ona doğru bir hareket yaparsanız, yanına eğilirseniz, bir kolu, bir parmağı yerinden ederseniz beden aniden gayet mevcudiyet kazanır, neredeyse dostane bir hale bürünür.
Reklam
Onların çoğu Şatila'da öldü, çürüyen cesetlerine olan dostluğum, sevgim de büyüktü, zira onları tanımıştım. Güneşin ve ölümün kararttığı, şişirdiği, çürüttüğü onlar hâlâ Fedailer.
Ölü bir çocuk kimi zaman sokakları tıkayabilir; sokaklar öyle dar, âdeta incecik, ölüler öyle çok ki.
Bir ülke için savaşmak çok zengin ama kısa bir hayatı doldurabilir. Hatırlarsınız, İlyada'da Akhilleus'un tercihidir bu.
Reklam
Rastgele ölüler. Terk edilmeye bırakılmış ölüler. Bununla birlik­te, kampta, etrafımızda, bütün sevgiler, şefkatler, aşklar dönüp duruyor, artık bunlara karşılık ve­remeyecek Filistinlileri arıyordu.
Yoksa zaten delirmiş miydim? Gördüğüm ya da gördüğümü sandığım paramparça olmuş ve yerle bir edilmiş bu şehir, ölümün güçlü kokusuyla kat edilmiş, ayağa kaldırılmış, taşınmış bu şehir, bütün bunlar gerçek miydi?
Zalimlikleri kendilerinden önce geliyordu. Arkalarından da tanklar. Sonra cipler.
“Hiçbir umu­du kalmamış neşe”; en neşelisi zira en umutsuzu.
Filistinli genç kadınlar babalarına isyan edip nakış iğnelerini ve makaslarını kırdıklarında çok güzel oldular.
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.