“Dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.” Zweig hiçliğe hapsolma, hiçlik ile yaşama temasını o kadar güzel işlemiş ki, okurken kafamda da canlardırdıkça sanki ben yaşıyormuşum gibi bunaldım. Böyle bir durumda, yavaş yavaş aklımı kaybederken, ben ne yapardım diye kendimi sorguladım. Bu öyküde olduğunu gibi, Zweig’in kendi hayatı da Nazi faşizmi tarafından şekillenmiştir. Ülkesinden kaçmak zorunda kalarak Brezilya’ya yerleşmiş, bu öyküyü bitirdikten kısa bir süre sonra da intihar etmiştir. Belki kendi ömrü bir psikolojik savaş ve buhran içinde geçtiği içinde geçtiğinden dolayı, bu konudaki, psikolojik analiz, gözlemleri ve betimlemeleri harikadır. Öyküleri akar, gider....