Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kürt Tarihi

Şerefname 1.Cilt

Şerefhan Bitlisi

Öne Çıkan Şerefname 1.Cilt Gönderileri

Öne Çıkan Şerefname 1.Cilt kitaplarını, öne çıkan Şerefname 1.Cilt sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Şerefname 1.Cilt yazarlarını, öne çıkan Şerefname 1.Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hedefi aşka varmak olan kimsenin Kuşkusuz yüzünde bir nur belirir.
__ Zamanın evlatlarında vefa arama, gönül! Çünkü bu yoldaşların yaradılışında mertlik yoktur. __
Reklam
Sen aslan da olsan düşmanı küçümseme Dikkatli ol çünkü o, arslan avcısı olabilir İyi olmana güvenme sakın ey yiğit! Dünyada iyiden daha iyi olanlar var çünkü Demir pençelerine de güvenme Ki demirciler eritebilirler demiri.
Sayfa 175 - NûbiharKitabı okudu
''Bilmem ki nasıl bir kuşsun bu güzelliğinle sen?"
Şerefname 1.Cilt
Şerefname 1.Cilt
Muş kelimesi Ermenice'de 'duman' anlamına gelmektedir. Orada yoğun dumanın etkisiyle meyve veren ağaçlar az dır. Fakat şehrin çevresinde üzüm bağları vardır. Bağlar dağın yükseklerinde yer almaktadır. Üzüm fidanlarını alçak ya da yamaç topraklara nakletmek istedikleri zaman o fidanlar kurur. Büyük miktarda tahıl ve darı yetişir. Geniş bir düzlüğü ve verimli otlakları vardır. Halk buralarda çok fazla sayıda sığır, manda ve koyun beslemektedir. Kotan denilen çiftlerin her biri bir çift öküze bağlanır ve yan yana 24 öküz ve manda bağlanarak çift sürülür. Türkler Muş düzlüğüne 'Muş Ovası' derler. Tahminen 10-12 fersah uzunluğu ve 4-5 fersah genişliğe sahiptir. Her zaman çiçekler ve reyhanlarla kaplıdır. Ova, yeşilliklerle kap- lı dağlar ile çevrelenmektedir. Dağları her zaman karlı olup her tarafında soğuk suyu olan çeşmeler ve dereler mevcuttur. Fırat Nehri ovanın kuzeyinden gelir ve düzlüğün üçte birini dolaştıktan sonra güneye yönelir. Nemrut dağından çıkan ve Karasu adıyla bilinen nehir ise doğu yönünden gelmekte ve yaklaşık olarak düzlüğün ortasında Fırat'la birleşmektedir.
Sayfa 389 - NûbiharKitabı okudu
Şeref Han 939 (1532-1533) yılında da Van gölünün ortasında bulunan Ahtamar kalesini ele geçirmeye yöneldi. Bu kale eski zamandan beri Rojki aşiretinin egemenliği altında bulunuyordu. Fakat son zamanlarda Şenbo hükümdarları tarafından ele geçirilmişti. Şeref Han birkaç gemiye asker ve cephane doldurarak bunlarla kaleye saldırdı ve çarpışarak orayı da ele geçirdi. Bu kalenin o zamanki yöneticisi olan Hakkârili Melik Bey'in oğlu Rüstem Bey de bu çarpışmada bir tüfek kurşunuyla öldürüldü. Bohtanlılar'ın istila etmiş oldukları İs'ird ( Siirt) bölgesini onlardan alarak, eski hükümdarı olan Hasankeyfli Melik Halil'e verdi. Nitekim daha önce anlatılan olaylarda da bu, detaylı olarak geçti. Şeref Han ayrıca, Melik Halil'den Erzen Nahiyesi'ni alıp Sasonlu Muhammed Bey'e verdi. Ayrıca Şeref Han, Şeyh Emir Bilbasi'yi, Hakkârili İzzeddin Şir'in yardımına ve onu, Kızılbaşlar'ın kendisine karşı desteklediği Mahmudiyan aşiretinin şerrinden kurtarmaya gönderdi. Ayrıca, Kızılbaş Ürkmez Sultan'ın Van kalesine hapsetmiş olduğu İvaz Bey Mahmudi meselesine müdahale etti ve daha önce anlatıldığı gibi kendisini güç kullanarak serbest bıraktırdı.
Sayfa 465 - NûbiharKitabı okudu
Reklam
Ahlaat^⁠_⁠^
Ahlat 'ın son derece temiz ve güzel bir iklimi vardır.
Sayfa 387
Öyle görünüyor ki Kürt kelimesi onların cesaretlerini anlatan bir sıfattır. Bunun bir göstergesi de zamanının en cesur insanlar ve en meşhur kahramanlarının Kürtler arasından çıkmış olmasıdır. Örneğin Sultan Keykûbad'ın hüküm sürdüğü dönemde yaşayan yiğit pehlivan ve cesur dilâver Zal oğlu Rüstem, Kürt'tür. Rüstem Sîstan'da dünyaya geldiği için Rüstem-i Zâbulî adıyla meşhur olmuştur. Şehnâme'nin sahibi Firdevsî ondan bahsederken Rüstem-i Kürd olarak adlandırmıştır. Yine Acem sultanı Hürmüz bin Enûşirevan döneminin en meşhur komutanı ve zamanın pehlivanı Behram Çûbîn de Kürt'tür. Behram, Türkistan ve Horasan'da neşvü nema bulmuştu. Kert melikleri ve Gûrg padişahların soyları ona dayanır. Muazzam gücü ve cesareti ile tanınan meşhur Gurgîn Mîlad da Kürt'tür.
Sayfa 64 - NûbiharKitabı okudu
Selçuklu Atabeyleri'nin Kürdistan, özellikle de Bitlis kalesi ve şehri üzerindeki egemenlikleri 40 yıldan fazla sürdü. 576 (1180-1181) yılında Atabeyli Sultan Salihuddin bin Nureddin bin Seyfeddin Gazi Mısırlılar'la girdiği savaşta yenilgiye uğradı. O günden sonra Atabey devletinin güneşi batmaya başladı. Bu zaman zarfında yabancılara boyun eğmektense dağlara çekilip ormanlarda vahşi bir hayat sürmeyi tercih eden Rojkîler uygun bir fırsatın doğmasını bekliyorlardı. Bu fırsat çıkar çıkmaz da avına saldıran aslanlar gibi dağlardan Atabeylere hücuma geçtiler. Keskin kılıç darbeleriyle toprağı kanla suladılar ve Atabeyleri oradan söküp çıkardılar. Selçuklu Atabeyleri tarafından Bitlis'i yönetmekle görevlendirilen şahsın Bitlis ve Ahlat şehirlerinde cami, han ve kemer gibi birçok hayır eserleri vardı. Bir rivayete göre Bitlis şehri Atabey Kızıl Arslan'ın yönetimindeydi. Her halükarda, Irak-ı Arap muhafızlığının Aksungur'a ve Azerbaycan muhafızlığının da İldeniz'e verilmesi tarihi birbirine tamamen uygun düşmektedir. Çünkü ikisinin yönetim dönemleri aynıdır. Halen Bitlis vilayetinde bulunan Seracîyan topluluğu bunların torunlarıdırlar. Seracîyan sözcüğü Selçukîyan sözcüğünün bozulmuş halidir. Tac Ahmed, Kara Köte, Kuli Özbekan aileleri ve diğerleri bu taifedendirler.
Sayfa 400 - NûbiharKitabı okudu
Çelik bilekli biriyle güreşen kimse Gümüş bileğini incitir.
444 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.