Her insanın bir hikayesi var, fakat bazı hikayeler var ki kitaplara konu olacak kadar sarsıcı..
Profesör Maximilliam ve Nadia'nın acı hikayesi gibi.
Livaneli bu iki insan arasındaki aşkı, bağlılığı öyle ince ince işlemiş ki hayran kalmamak elde değil. Ayrıca kitabın isminin de nereden geldiğini öğrenince fazlasıyla şaşıracaksınız.
Tarihte yaşanılan derin acılar insanların ötekileştirmesi, ırkçılık, Nazi olaylarının nelere mal olduğu, insanoğlunun vicdansızlığına seyirci kalmak çok can yakıcıydı. Öyle ki, böylesi bir olayı ben yaşasaydım ne oldurdu? diye düşünmekten bile imtina ettim.
Livaneli ayrıca toplumdaki kadının yerine, ailevi sorunlara, iktidarın acımasızlığına da alalen dokundurmalar yapmış. Derin sistem eleştirisi de çokça hakim idi satırlarda.
Verilen bilgiler, araştırmalar hasebiyle yalnızca bir roman değil kaynak niteliğinde.
Olayların nasıl ilerlediğine dair duyulan merak ile birlikte çok kısa sürede okuyup bitirdim. Ben çok sevdim okuyunuz :)