Kişi bir konuya sabitlenirse artık tarafsızlık anlayışı bütünüyle zedelenmiş olurdu. Hepimiz açık fikirli olduğumuzu ileri sürerdik ama işin aslı kimse öyle değildi.
Kendini havaya attığı altı portakalı yere düşürmeden tutmaya çalışan ama birden koca bir karpuz da tutması gerektiğini fark eden bir sirk sanatçısı gibi hissediyordu.
“Söylentiler gerçeklerden daha güçlü olabilir delikanlı. İnsan zihnini asla küçümseme. Zihnindeki bir yılan çalıların arasındaki iki gerçek yılandan daha korkutucu olabilir.”
“Bu görüntürlerde ben suçluluk duygusundan daha çok öfke gördüm.”
“Öfke suçluluk kadar can yakmaz.”
“Suçluluk yerine tercihini öfkeden yana mı kullanıyor yani?”
Güneş batar ve biz uyuruz. Güneş doğunca uyanırız. Yepyeni duygularla, adeta körleşmişçesine kalkarız. Yeni bir başlangıç yaptığımız yanılgısına sımsıkı sarılmışızdır. Sonra asla pes etmeyen gerçeklik bütün gücüyle üstümüze çöker.