Ünlü Budist öğretmeni Pema Chödrön'ün "Sıcrayış" kitabı, zihinsel ve duygusal zorluklarla başa çıkmak için rehberlik sunan bir eserdir. Kitap, hayatın zorluklarıyla yüzleşirken iç huzuru bulmayı, içsel gücü keşfetmeyi ve değişime uyum sağlamayı öğretiyor. Pema Chödrön, Budist öğretileri modern yaşamın zorluklarına uygulayarak okuyuculara ilham veriyor. Kitap, ruhsal gelişim, stres yönetimi ve içsel huzur arayışıyla ilgilenenler için değerli bir kaynak olabilir.
Kitaptan çıkarılabilecek en net mesaj; herhangi bir olay yaşadığınızda anda kalıp duraklayarak kendinizi dinlemeniz. Hissettiklerini iyi kötü diye etiketlemeden düşüncelerin akıp gitmesine izin vermektir. İnsan olarak yaptığımız en büyük hatanın bir şeyleri etiketlemek olduğunu vurguluyor yazarımız.
“Zeka, güç, güven, uyanmış bir kalp ve zihne erişmek burada, şu anda ve her zaman mümkündür. Onları sadece ortaya çıkarır ve yeniden keşfederiz. İcat etmez ya da başka bir yerden getiremeyiz. Zaten hep oradadır. Bu yüzden karanlığa saplanıp kaldığımızı hissettiğimizde bulutlar birden dağılabilir. Bir anda neşelenebilir, rahatlayabilir ya da zihnimizin enginliğini deneyimleyebiliriz. Bunu size bir başka kişi sağlayamaz. Birileri sizi destekleyebilir ya da yardım edebilir ama sonsuz potansiyelinizi ancak siz kendiniz deneyimleyebilirsiniz. “
Ruhani tarafınıza hitap edebilecek bir kitap. Yoga felsefesine aşinaysanız aldığınız doyum artacaktır. Daha iyi bir çeviri olmasını dilerdim. İçeriğin hakkını verememişler gibi.
Duygularımızın yoğunluğuyla körleşmediğimiz zaman, biraz boşluk oluşmasına izin ve fırsat verdiğimizde, durakladığımızda, doğal olarak ne yapacağımızı biliriz.
Şimdiki andan kaçma refleksimize odaklanan bir öğreti vardır. Buna shenpa öğretisi denir. Shenpa, ‘kapılmak’ demektir. Bir şeye kapılmanın ve saplanıp kalmanın yarattığı histir.
En temel shenpa egonun kendisidir. Kimliğimize, olduğumuzu düşündüğümüz kişiye olan bağlılığımızdır. Düşüncelerimize, görüşlerimize, sahip olduğumuzu düşündüklerimize
Budizme göre huzursuzluk hissetmemizin nedeni, her zaman ayaklarımızı yere sağlam basmaya çalışmamız ve bunun asla tam olarak işe yaramamasıdır. Doğru işi, doğru partneri, herhangi doğru bir şeyi bulursak hayatımızın pürüzsüzce ilerleyeceğini düşününürüz. Her zaman sabit bir referans noktası ararız ama böyle bir şey yoktur. Doğru bir sabit yoktur. Her şey geçicidir. Her şey her zaman değişim halindedir. Hiçbir şey tam anlamıyla olmasını istediğimiz gibi değildir. Ve hepimiz bunu reddetmeye programlanmışızdır. Belirsizliğe karşı toleransımız yoktur.
Zekâmızı öfke, kendine acıma duygusu veya şiddetli arzular ile gizlemediğimizde , neyin faydalı olacağını ve neyin durumun daha da kötüye gitmesine yol açacağını biliriz.