Çok güzel bir kitabı bitirdim az önce. O kadar derin anlamlar var ki kitapta almak isteyen için çok güzel dersler...
Yaşamını, inancını ve ruhunu sorgulayan biri Siddharta. Öğreticilerin yolundan gitmek yerine hayatın öğrencisi olmaya talip oluyor. Hayatı yaşayarak, hatalar yaparak ve bu hatalardan ders çıkararak öğrenmek istiyor. Önce her şeyden sakınan bir öğreticinin öğretisi altındayken sahip olduğu bilgiyi sorguluyor. Onun isteği suyun üstünde yürümek değil zira, Siddharta benliğinden kurtulmak istiyor. Sonra hayata karışıyor, zenginliği, soyluluğu, kumarı, kadın sevgisini tadıyor ve bunlardan da pekçok şey öğreniyor. Sonunda gelip bir ırmağın kenarında oturuyor ve görüyor ki tüm öğretiler o ırmakta.
Hayatın aksettiğini, yaşattığımız şeyleri yaşadığımızı öğütlüyor bir bakıma. Hayatın akışı karşısında geçmişte ve gelecekte değil şimdide olduğumuzu. Bizi benliğimize teslim eden her duyguya çocukluk olarak bakıyor. Ve kitabın son sayfalarında öğreniyoruz neden öğreticilerin bilgisini istemediğini. Bilgiyi değil bilgeliği istiyor Siddharta ; bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır.
Çok söze girmeden güzel bir anlatımla mistik bir kitaptı. Ve ben, bana kendimi, hayatı sorgulatan kitapları hep çok sevmişimdir. Siddharta da böyle bir kitap oldu. Tavsiye ederim.