Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı Devlet-Toplum İlişkisinde

Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi

Murat Tuğluca

Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi Gönderileri

Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi kitaplarını, Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi sözleri ve alıntılarını, Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi yazarlarını, Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
I, Bayezid zamanında şikayet dinleme işinin, Divan'dan bağımsız bir şekilde Sultan tarafından bizzat gerçekleştirildiğini görmekteyiz. I. Bayezid sabahleyin erkenden yüksek geniş bir yerde oturur, halk kendisinden uzakta, onun görebileceği bir yerde dururdu. Bir haksızlığa uğrayan kimse ona müracaat eder ve derhal işi halledilirdi.
Sayfa 32
Altı yüz yıl boyunca Kuzey Afrika'dan Azak Denizi'ne, Viyana'dan Yemen'e uzanan geniş bir coğrafyada kesintili ya da kesintisiz hüküm süren hukuki ve idari anlamda merkeziyetçi bir imparatorluğun siyasi, kültürel ve sosyal varisi Türkiye'dir.
Reklam
302 syf.
9/10 puan verdi
Osmanlı Tarihinde Bilinmeyen Bir Alan
Osmanlı'da şikayet hakkı toplumda yaşayan herkesçe herhangi bir sınırlandırma ve aracıya tabi tutulmadan kullanılabiliyordu.Böylece toplumla devlet iletişimi sağlanıyordu.Bu yol açık tutularak toplumun her türlü sıkıntısından haberdar olması amaçlanmıştır.Bu mekanizmanın devletin girdiği uzun savaşlardan ötürü zaman içinde etkisini kaybetmeye başladığı anlaşılmaktadır.Şikayetçiler adlı yargıyı ilgilendiren sorunları ya mahkemede gördüremediklerinden ya da gördürdülerse çıkan sonucu uygulayamamaktan yakınıyorlardı. Bu çalışma bugünü anlamamız bakımından son derece faydalı bir çalışma.Bir kez daha anladım ki Adalet mülkün temelidir; dün de öyleydi bugün de hala böyle. Meraklısına tavsiye ederim.
Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi
Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş BiçimiMurat Tuğluca · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20205 okunma
Miras hukukuyla ilgili şikâyetler de vardır: Örneğin, annesinen kalan mülk haneleri tasarruf ederken mahallesinde bulunan vakıf camiinin imam ve mütevellisinin -gerçekte böyle bir hibe olmadığı hâlde- "bu haneleri annen sağlığında camiye vakfetmişti" şeklinde iddiasıyla karşı karşıya kalan İzmirli bir kadının başına gelenler, 17. yy Osmanlı kaynaklarında geçer.
Sayfa 164Kitabı okudu
Kısaca, III. Mehmed
Padişâh-ı âlem ve şehinşâh-ı benî âdem olan şehr-i yâr-ı rû-yı zemîn ve zillul'l-lahi fi'l-arzîn-i selâtîn-i âl-i Osman'ın nâmdârı yedi iklim padişâhlarının büzürgvârı Sultan Mehemmed Han bin Murad Han bin Sultan Selim Han şeydu'l-lahu bünyâd-ı devletehu bi'şşurû'ü'l-kadîm hazretleri.
Sayfa 100Kitabı okudu
Weber'in ifade ettiği gibi, idari problemlerin çözümünde gösterilecek zafiyet, sultanın otoritesini gölgeleyecektir. Patrimonyal sultan, idari problemleri ve tebaanın sorunlarını bürokrasi marifetiyle çözerek kişisel iktidarını güçlendirir, tebaası nazarında ululuğunu teyit eder. Bu yüzden siyasi iktidarın şikâyet mekanizmasını, iktidarını pekiştirme aracı olarak kullandığı söylenebilir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Padişah şikayetleri kabul eder, Divan-ı Hümayun çözüme kavuştururdu. I. Bayezid döneminde şikayet dinleme işinin Divan'dan bağımsız bir şekilde sultan tarafından gerçekleştirildiğini görmekteyiz. I. Bayezid sabahleyin erkenden, halkın uzaktan kendisini görebileceği yüksek geniş bir yerde oturur, bir haksızlığa uğrayan kimse ona müracaat ederdi.
Adalet, devletin sürekliliğini sağlayacak vasıtaların başında görülmekteydi. Adalet olmazsa halkın itaati sarsılır ve devletin düzeni bozulurdu. Vecizede dendiği gibi: "Mülk küfürle yok olmaz, zulümle yok olur." Ve İnalcık'ın da belirttiği gibi: "Egemenlik adalete sıkı sıkıya bağlıdır."
bir memleket hiç mi değişmez
Hatta ölmemiş kişileri ölü diye ilan edip, kendilerini kadı, nazır ve varis göstererek mağdurun mallarını gasbetmeye yönelik sahtekarlık örnekleriyle bile karşılaşılmıştır. (1600'lü yılların Osmanlı Devleti)
Sayfa 166Kitabı okudu