Kişi tiksindiği bir dünyanın işleyişine uyum göstermekte, ama aynı zamanda da içinde henüz bilmediği ve edimlerine yön veren bir başka dünya görüşünü taşımaktadır. Aslında, bütün manevi hayallerin aklıselimlik ile delilik arasındaki sınıra dokunduğunu söylemediğimiz sürece, bu türden benlik bölünmeleri tek başına psikiyatrik bir bağlamda ele alınmamalıdır.