İnsan bir kere bir şeyden kuşkulanmaya görsün, kuşkuyu hareket noktası olarak kabul etmeye görsün… O zaman sorular birbirine ekleniyor, her yanıt yeni bir kuşku doğurmaya başlıyordu.
Biliyor muydu, daha doğrusu anlıyor muydu o yalanlara bulaşmamış apaçık ve kaçamaksız bakışlarıyla ve saydam, uçucu pembe cildiyle, onu böylesine saran süslü ve yapmacık düş ve masal dünyasına ne kadar ters düşen bir gerçekliği olduğunu?
“Diploma süsten başka bir şey değildir evlat! Önemli olan hayat üniversitesinde başarılı olmaktır. Açlıktan ağzı kokan ne sınıf birincileri gördük biz!…”