Kendimi hazır hissediyorum, deyip; ilk trilojiyi unutup devam edeceğim, deyip sonunda devam etmeyi başardığım bir seri kendisi.
Seri dördüncü kitabında ilk kitaptan üç yüz yıl sonrasını anlatıyor. Çiftsoylu ve kanun adamları olan Waxillium ile Wayne'in bir leydi olan Marasi'yle beraber kaçırılan Steris'i kurtarmaya çalıştığı bu kitapta geçen üç yüz yılda hala zenginlerin fakirleri ve taşralıları ezdiklerini görüyoruz.
Okurken ilk üçleme kadar olmasa da çok keyif aldım, başlar yavaş olsa da sonlara doğru işler çok hızlı gelişti ve son yetmiş sayfa bir çırpıda bitti. Favori karakterim Wayne oldu. Karakterler de ilk karakterlerin izlerini görmek de beni çok duygulandırdı. Vin ve Elend'in mezarları, anıtları; Mare çiçekleri, hala tanrı sanılan Firari: Kelsier.
Wayne Kelsier gibi vurdumduymaz, Elend
kadar olmasa da filozof ve Vin kadar savaşçıydı. Marasi ve Waxillium ise Elend ve Sazed gibiydiler. On mu versem dokuz mu çok arada kaldım ama karar veremedim puanım 9.2 gibi bir şey galiba :D.
𝙎𝙥𝙤𝙞𝙡𝙚𝙧𝙧𝙧𝙧𝙧!
Sonda Smokin Bey'in Waxillium'un amcası olduğunu öğrenmem benim için şoke ediciydi. Cidden ben onu esir almıştır derken adam o çıltı. Ve en sonunda Marsh'ı görmek... Ahh, çok heyecanlıyımm!
••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••
" ... Cevaplanmamış sorulardan hoşlanmıyor ama kardeşimin işini yapıyor, bu da desteklemeye yatkın olduğum bir şey... "
~Marsh
:')