spoiler içerir
Öncelikle imkanım olsaydı 9.5 puan verirdim, 9 değil diyerek incelememe başlıyorum.
Sanderson yine sınırları zorlayan bir kitap yazmış, durağan olması beklenen bir öyküyü bile aşırı heyecanlı hale getirmiş. Yazarın zekası küçümsenemeyecek derecede kesinlikle.
İkinci kitap Lord Hükümdar öldükten sonra normal olarak durağan bir şekilde başlıyor. Şehrin sorunları, nasıl yönetileceği karşımıza çıkıyor ve her ne kadar ilk kitaba göre temposu biraz daha düşük olsa da okuması keyif verici bir şekilde başlıyor.
Bu kitapta karakter gelişimlerini ilk kitaba göre daha çok gördüğümüz için çok memnun kaldım. (ilk kitapta da çoktu yanlış anlaşılmasın) Vin'in içine düştüğü kararsızlığı çok iyi anladım, onunla empati kurabildim ve ikilemleri beni bir an olsun sıkmadı. Elend'ın gerçek bir krala dönüşmesini izlemek de aynı oranda keyif vericiydi. Gerçi bu kadar dürüst olması bazı sahnelerde kafamı duvarlara vurmak istememe sebep oldu ama harika bir karakterdi.
Kitapta ennnn çok şaşırdığım şey casus oldu. İlk defa bir şeyi bu kadar tahmin edemedim. O kadar çok kafamı karıştırdı ki ben bile çıkabilirdim. Okurken en sevdiğim karakter Oreseur oldu sonra da Zane'i sevdim demişken beni şok ettiler. Kitabın son kısımlarına doğru artık ben bile ben değilim dedim. Final kısımda da zaten bombayı patlattılar. Her sahnesini zihnimde canlandırabildiğimden bir kez daha bu yazar nasıl bir insan, nasıl böyle şeyler yazabiliyor şokunu yaşadım. Bu seri bambaşka bir seri.
Herkes okumalı kesinlikle...
