Kalkınmak, gelişmek ve çağdaşlaşmak isteyen her ülkenin yöneticileri, eğitim konusuna gereken önemi ve değeri vermek zorundadır. Bir ülkenin geri kalmışlığı, aslında insanının geri kalmışlığı demektir.
Sohbetlerde yalnız bilgi alış verişi yoktur, gönül ve "muhabbet" de vardır. Bu sebepten olacak Türk milleti sohbet sözünün tam karşılığı olarak "muhabbet" sözünü kullanır.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (O'na selam olsun) sohbetinde kadrolaşan büyük ve ulvi insanlara "sahabi" dendi. Yüce sohbetten bereketlenenler manasına... Sohbet, İslâm'ın insanları yogurmada ve kadrolaştırmada kullandığı metodudur.
" Ona: "Hazret'i Muhammed'i ( O'na selâm olsun) ne dereceye kadar tanıdığını, bu şanlı kurtarıcının dãvãsını bilip bilmediğini '' sordum. " Okulda ne verilmişse o kadar " diye cevap verdi. Okullarımızı çok iyi biliyordum, neyi ve nasıl verdiklerini yaşamıştım. "
İnsanın soyuna, tarihine, kültürüne, din, ahlak ve töresine, ecdat hatıralarına yakınlık duyması ve dolayısıyla onları sevmesi zaruridir. Bu, insan tabiatının gereğidir, bunu nasıl inkar edebiliriz?
İnsan, bir ülke için en önemli güç kaynağıdır. İnsanı cahil ve geri bırakılmış bir ülkenin sosyal hayatı da, kültür hayatı da, ekonomik hayatı da, politik hayatı da perişandır.
Kısacası, insan başıboş kalmakla bahtiyar olacağını sandı ve yanıldı. Bu konuda yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de (Kıyamet Suresi, ayet:36'da) "İnsan kendini başıboş bırakılacak mı zanneder?" diye buyrulmuştur.