Son Nefes Havaya Karışmadan

Paul Kalanithi

Son Nefes Havaya Karışmadan Gönderileri

Son Nefes Havaya Karışmadan kitaplarını, Son Nefes Havaya Karışmadan sözleri ve alıntılarını, Son Nefes Havaya Karışmadan yazarlarını, Son Nefes Havaya Karışmadan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer bir yazar olsaydım, insan ölümlerini anlatan bir kitap derleyip yazardım: Kim insanlara yaşamayı öğretecekse, onlara ölmeyi de öğretmeli. — Michel de Montaigne, “Felsefe Yapmak Ölmeyi Öğrenmektir”
Bir doktorun görevi, hastasının hayatını neyin yaşanmaya değer kıldığını öğrenmek, mümkünse o değerleri kurtarmak, değilse huzurlu bir ölüme müsaade etmekti. Böyle bir görev müthiş bir sorumluluk anlayışı gerektiriyor ve vicdan azabıyla suçluluk duygusunu da beraberinde getiriyordu.
Reklam
Biz doktorlar, hastalarımıza yaşattığımız cehennem azabından ne kadar da habersizdik.
Ciddi beyin hasarının yol açtığı o benzersiz ıstırabın yıkımını hastadan çok yakınları yaşadığı için, bazı şeylerin önemini kavrayamayan sadece doktorlar değildi. Sevdiklerinin etrafında toplanıp kazınmış kafaların içindeki o harabeye dönüşmüş beyinlerin iyileşmesi için dua eden aileler de durumun ciddiyetini kavramaktan uzaktı. Hasta yakınları orada öylece yatmakta olan bedene baktıklarında, onunla yaşadıkları geçmişi, ortak anıları ve ona karşı hissettikleri sevgiyi görüyordu. Benim gördüğüm ise gelecekteki nahoş olasılıklardı; cerrahi yollarla soluk borusuna açılan bir delikten hastaya takılan solunum cihazları, göbeğe açılan bir delikten damla damla verilen sıvı gıdalardı. Hasta, uzun ve sancılı bir sürecin ardından belki sadece kısmen iyileşecek, belki de büyük olasılıkla bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olamayacaktı. İşte böyle anlarda, her zamanki tavrımı takınıp ölümün can düşmanı gibi davranmak yerine, ölümün büyükelçisi gibi davranmak çok daha iyi bir seçenekti. Tanıdıkları insanın —o kanlı canlı, hayat dolu bireyin artık geçmişte kaldığını anlamaları için onlara yardımcı olmam gerekiyordu. Hasta nasıl bir geleceği tercih ederdi anlamak için benim de onların yardımına ihtiyacım vardı: Kolay bir ölümü mü, yoksa mücadele şansı olmadan sürdürülecek serum ve hortumlara bağlı bir hayat mı?
Kurtaramadığım gencin cesedinin önündeki dondurmalı sandviçimi kurtaracaktım! Dondurucuda otuz dakika dondurmalı sandviçi hayata döndürmeye yetmişti. Gözü yaşlı aile oğluna son kez veda ederken, aklımdan geçen düşünce, dilime gelen çikolata parçacıklarının ne kadar leziz olduğuydu. Kişisel gelişiminin peşinde bir doktor olarak geçirdiğim şu kısacık zaman zarfında, manevi aşama kaydedeceğim derken manevi aşınmaya mı uğramıştım yoksa?
Yaşam, ölüm ve hayatın anlamını irdeleyen sorular aslında yaşamın bir noktasında herkesin kaçınılmaz olarak yüzleştiği sorulardı ve genellikle de sağlığımız söz konusu olduğunda ortaya çıkıyordu.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.