Bu yaşa kadar çokça düşünmüştüm beynimin içi mezarlarla doluydu... Madem ölecekti her şey düşünmenin ne anlamı vardı yada düşününce ölecekse yaşatmak istediğim neydi ki ben şu an yoldayım hala ve nerden geliyor bu yolcu dinginliği..
İlerleyen zamanlarda en az bir kez daha okumam gerektiğini düşündüğüm bir eser. Sosyoloji alanında okuma yapmak isteyen ama nereden başlayacağını bilemeyen (benim gibi) okurlar için iyi bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim.
Kitap on bölümden oluşuyor. Her bölümünde farklı bir konuya sosyolojik açıdan bakılıyor. Ayrıca kitabın arkasına konan "Düşünce Soruları ve İleri Okumalar" bölümü kitabı hem teorik hem de pratik bir forma sokmuş.
Sosyolojiye hep ilgi duymuşumdur fakat okuduğum ya da okumaya çalıştığım kitaplar her zaman bu ilgimi bir nebze azaltmıştır. Fakat bu kitap ilgimi daha da arttırdı diyebilirim. Sanırım şimdiye kadar okuduğum sosyoloji alanındaki en iyi kitap. Gündelik yaşamımıza boş gözlerle değil de sosyolojik açıdan bakabilmeyi güzel detaylarla anlatmıştır.
Sosyal bilimlerin geleneksel bilim gibi sadece üst kesime hitap etmediğini ve herkesin bilimi olduğunu gösteren bir kitap. Keşke herkes “sosyolojik düşünme”yi en azından denese.
Sosyolojiye giriş için mükemmel bir kitap. Sosyolojiye ağırlık vermeye başladığım şu günlerde bana ilaç gibi geldi. Son bölümde ayrıntılı bir Ek Okuma Listesi çıkarması çok iyi olmuş. Kuru bilgiler vermediği ve bir bakış açısı kazandırmaya gayret ettiği için çok rahat okunuyor ve anlaşılıyor. Hemen hep hayatın içinden örneklerle konu anlaşılır hale getirilmiş. Sosyolojinin önde gelen bir ustası olduğunu bu kitabıyla net bir şekilde anladığım Zygmunt Bauman’ın başka kitaplarını da okumam gerekiyor.
Zigmund Bauman tanınmış bir sosyolog. Kitap artık çevirisinden midir nedir bilmiyorum bana sıkıcı geldi. İlk defa sosyoloji türü okumuyorum, severek okuduğum bir katagori ama bu kitabı zorlukla okudum açıkçası. Yazar kitapta sosyolojik düşünmenin neden gerekli olduğunu açıklayan geniş bir açıklamadan sonra, belirlediği sosyolojik olaylarin bölüm
